1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
540
Okunma
Kocaman bir sömürge üzerine yaşattık gençliğimizi… Çocukluğumuzdan itibaren belki de! Büyüyünce ne olacaksın? En çok anneni mi seviyorsun, babanı mı? Küfret oğlum amcalara...
Büyüyünce çırak olacağım, İkisini de sevmiyorum, hayır küfretmem, bana ne, diyen bir çocuğa rastlamadım daha.
Hepimiz avukat, doktor, öğretmen olduk küçükken, hepimiz annemizi de sevdik babamızı da ve hepimiz küfrettik. Peki ya neden kimimiz doktor olurken, ötekimiz olamadık ve neden ne kadar büyüsek de toplumsal yargılarımızdan sıyrılamadık?
Birimizin diğerinden farklı olmadığının, farkın yalnızca gelişim sürecimiz boyunca bizi etkileyen faktörlerden ibaret bir düzenek olduğunun düşüncesindeyim. Şöyle ki; en çok çikolatayı severdik, çocuktuk, adımızdan da anlaşılabileceği gibi hangi yöne çekilsek o yöne taraf olmaya meyilli olacaktık...
Geometriyi çok iyi anlayan bir çocuğunuz vardır ya da mükemmel edebiyatı olan veya harika resim yapan. Yetenekler söz konusu olunca herkes mükemmellik derecesinde başarıya ulaşabilir hiç şüphesiz... Öğretmek, öğrenmek adına sınır yok elbette. Peki ya ebeveyn olarak, anne, baba, abla, ağabeyi ya da ne bileyim sadece bir insan olarak yeterince eğitmen miyiz? Adam olmasını doğru düşünmesini aşılayabiliyor muyuz? Ya insanlığı dürüstlüğü verebiliyor muyuz?
Sokak arasında pervasızca dolaşan, ’sokak çocuğu’ tabirini yakışık bulduğumuz cüsseden, hesap sormaya kalkanları bilirim… Hangi akla hizmettir bu yargılama? Yargılama yeteneğimizden öncesi yapılması gereken, unutulmuş ve hatta kimisi için geç, belki de çok geç kalınmış bir sorgulama gerekli değil midir?
Kim olduğunu, neden, niçin burada olduğunu sorgulamak değil midir olayın aslını özümseme işi?...
Şahsım adına fikrimi beyan ederken, birçoğunuzun tercümanıyım belki de... İç huzurum açısından ben rahat değilim… Ya siz değerli okurlar? Başımızın altındaki kuş tüyü yastık ne derece rahatlatıcı etkiye sahip?
O gelecek kokan, kocaman, uzun uzadıya koridorların dışında ve içinde kalanlar diye ikiye ayrılıyor evlatlarımız... Nedenler, çelişkiler, şartlar iki çocuğun birbirinden farklı olması için kafi olmamalı… Elimiz kaçına uzandı? Parmaklarımızın sayısını geçer mi acaba? Gönlümüz rıza gösterecek mi aynı saatte uyanıp, evinden çıkan iki çocuğun, birbirinden apayrı nedenlere sahip olmasına?