2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
778
Okunma
DEMOKRASİ YOLUNDA YAPILABİLECEKLER
Dr. Sadık Özen
Ne yazık ki, Kahraman Ordumuz; ihtilal yapacakları korkusuyla , son yapılan uygulamalarla dize getirilmiş bulunmaktadır. Ülkemizin ve ulusumuzun iç ve dış güvenliğini sağlamak, Cumhuriyetimizin temel ilkelerini, Atatürk İlke ve Devrimlerini, Egemenlik ve Bağımsızlığımızı korumak ve kollamak; T.C Anayasası’nın Türk Silahlı Kuvvetlerimize verdiği kaçınılmaz görevidir. Ülkemizi kötü yöneten politikacıların; sırf kendi siyasal ve kişisel çıkarları uğruna yarattıkları olumsuzluklardan dönmeyerek, hatalarında israr etmeleri ihtilallerin asıl nedenleri olmuştur. Politikacıların, kendi kusurlarından dönmeyerek, hatalarında israr etmeleri, demokrasiye aykırı davranışları, taraflı bir tutumla yandaşlarını korumaları ve ülkede yarattıkları huzursuzlukları dikkate almayarak Türk Silahlı Kuvvetlerimizi suçlamaları ve budamaya çalışmaları geleceğimiz için çok büyük tehlikelere neden olabilecektir.
Ülkemizde ihtilal dönemi kapanmıştır. Ve ihtilaller de istenmiyor. Ancak Türk Silahlı Kuvvetlerimizin iç ve dış güvenliğimizle ilgili görevleri devam etmektedir. Bu bağlamda, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi zaafa düşürücü önlemlerle bertaraf etmeye çalışmak yerine; politikacıların, akıl ve mantıkla hareket ederek öncelikle kendi kusurlarını bertaraf etmeleri gerekmektedir. Bu en demokratik çözüm yolu olup, aksine durumlar demokrasi ile bağdaştırılamazlar.
Haksızlıklara karşı savaşılmasının yolu sadece ihtilallerden geçmez. Yasal ve demokratik haklar kullanılarak, haksızlıklarla mücadele etmenin yolları vardır ve bütün demokratik ülkelerde bu yollardan gidilerek yaşanan olumsuzluklardan kurtulabilmeye çalışılmaktadır.
Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başında bulunanlar, başında bulundukları kurumun haklarını ve manevi şahsiyetini korumakla mükelleftirler. Bunun için ihtilal yapmaları veya muhtıra falan vermeleri gerekmiyor , sadece biraz ilkeli ve özverili hareket etmeleri yeter.
Kendilerinden önce bu görevlerde bulunanların başlarına neler gelebildiğini görebilecek kadar basiret sahibi olabilmeleri, bunu dikkate alabilmeleri ve buna göre hareket etmeleri sadece küçük bir özveride bulunabilmelerine bağlıdır.
Sorumluluk mevkiinde olanlar, İstifa denilen bir müessesenin varlığını akıllarına getirip, gereğini ona göre yapabilmelidirler. Mevki ve makamlar geçici, ama ilkeler kalıcıdır. Son yaşanan örneklerle, şu anda başında bulunulan mevki ve,makamların, sırası geldiğinde beş para etmeyecekleri gibi, sadece başlarına bela getirebileceği gerçeği asla gözden ırak tutulmamalıdır.
Bu söylenenler; başta yargı olmak ve tüm anayasal kurumlar ve bu kurumların başlarında bulunanlar için geçerlidir.
Saygılarımla… 04 Ocak 2013