6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
942
Okunma

Yürüyüş yolumun üzerinde, zaman zaman alışveriş yaptığım “BAŞAK UNLU MAMULLER” isimli bir dükkân vardı. Bazen ekmek alıyordum bazen de akşamüzeri çayının yanına kuru pasta, poğaça, ya da başka bir şey.
Sonra ürün kalitesini bozmaya başladı. Ben de alış verişi kestim.
Geldikçe geçtikçe müşterilerinin azaldığına da şahit oldum.
Dört, beş ay sonra;
Dün, yolum yine bu dükkânın önünden geçti.
Gördüm ki,
İsmi “AKBAŞAK UNLU MAMÜLLER” olmuş. Satış yapan hanım da başını bağlamış.
Dükkâna müşterilerin biri giriyor biri çıkıyor.
“Hamdolsun !” işler açılmış.
..........
Bugün semtimizin pazarı vardı.
Pazar alış verişini eşim yapar. Her zaman alış veriş yaptığı tezgâhın önünden geçerken tezgâhtar kızın başörtüsünün (türbanının) olmadığını fark etmiş.
Sormuş;
“Hay’rola din mi değiştirdin?”
Tezgâhtar kız;
“Yok be abla, nişanlımdan ayrıldım da!”
..........
Anlaşılan, İnsanların inandığı değerler farklı farklı.
Ömer HAYYAM bir dörtlüğünde şöyle diyor.
İçin temiz olamadıktan sonra,
Hacı, hoca olmuşsun kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel,
Ama Mevlâ kanar mı bunlara.
Bekir GÜÇLÜER