YILBAŞI İKRMİYESİ



Lisenin önünde yürürken eski öğrencilerimden Hüseyin ile karşılaştım.

-Nereye hocam?
- Bulabilirsem yılbaşı bileti alacağım.
-Haydi beraber gidelim.
-Senin şansın iyidir. Benim biletleri sen seç))
-Tamam hocam, beş yüz milyar çıkarsa öğrencine ne vereceksin?
-Mükellef bir yemek söylerim.
-Olur mu hocam, en ez elli milyar vermelisin!
-Sana bir fıkra anlatayım:

Fatih Sultan Mehmet’in huzuruna bir kişi çıkar ve ona hitaben.
-VarlığımızI karıştırıp tekrar bölüşmemizi istiyorum.
- Bu da nereden çıktı,? Sebep?
-Kardeş değil miyiz, neyimiz var ise eşit olarak bölüşmeliyiz.
-Seni hiç görmedim şimdiye kadar. Nerden kardeş oluyoruz?
-İkimiz de Adem Ata’nın çocuklarıyız. Şimdi anladın mı?
-Anladım, anladım da en iyisi sen şu bir altını al ve derhal kaybol. Eğer dünyadaki diğer kardeşlerimiz de uyanırlarsa bize birer altın bile düşmez.

O hesap dedim Hüseyin’e eğer, diğer öğrencilerim de duyarlarsa biletime para çıktığını, sana bir yemek parası bile kalmayabilir.

Not: Fatih’in kardeşi olduğunu iddia eden kişi, Fatih kanunnamesinden haberi olsaydı, yine de padişaha gelip, “Senin kardeşinim.” diyebilir miydi? Çünkü sözü geçen kanunun en önemli maddesi; “Nizam-Alem için kardeşin kardeşi katletmesi vaciptir.” diye yazıyormuş.