Hepimizin kırılgan bir yapısı vardır muhakkak. İnsanız sonuçta, başkasının umurunda olmayacak şeylere sinirlenebiliriz. Bu yapı meselesidir. Görmüşlük veya görmemişlikle alakalı bir konu değildir. Ki olamaz da. Sadece hangi çerçeveden baktığın önemlidir. Sabit düşünceyle hareket edersen mantık kurma formülüne erişemezsin. Fakat, geniş ve ince ayrıntılı düşünürsen her şeye mantıklı yaklaşabilirsin. Mesela, geçen gün günah ve sevap konusuna takıldım. Bazan günah dediğimiz şeylerin neden günah olduğunu bile bilmiyoruz. Çünkü ailemiz ve çevremizdekiler bize öyle öğretmiş. Oysa ki, yaratan diyor ki; ’Ben sana akıl verdim.’ Bu aklı kullanmazsan denilenlere göre hareket edersin. Düşünmek çok ince ve güzel bir şey. Kafa yorar düşünmek. Bu yüzden insanlar pek düşünmezler. Oysa gerçeğe ulaşmanın tek yolu onun peşinden koşmaktır. Anlam üstüne anlam çıkartıp, o anlamları bi kağıt da toparlamak lazım her şeyde. Çünkü olması gereken bu. Düşünmek diyorum, ne muazzam bir şeydir ki, insanı daima doğru yola iletiyor.