2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
656
Okunma
Bugün akşam yemeğini yerken (iki gündür kitap okumaktan,gazeteye zaman kalmadı ya..)Gazeteleri okuyorum.Bir haber ,magazin ekinde..A.Özgün ve G.Ergen kitap çıkaracaklarmış..Bu konuda bir röportaj işte…Okuyorum,Mantıksız değil.Hatta güzel bile söylemleri ilk bakışta.Lakin,tatmin etmiyor beni.Özgün diyor ki,ben çocuklarıma küçükken-ABD de çalışmama rağmen oyuncak almadım.Poşetlerle oynayın dedim..Bu ne??Babam,biz küçükken,taşrada yetişmemize karar verip de medeniyetten uzaklaşmıştı bir parça.(E.Zola gibi)Lakin Ankara’ya gider,Diplomat diye bir mağazadan oyuncaklar alırdı bize.Ve mesela ben,arkadaşlarım özenmesin diye,parçalar a ayırırdım oyuncaklarımı ve birer parça verirdim arkadaşlarıma..Böylece,mülkiyetçi olmamayı öğrendim..Sonra G.Ergen’de diyor ki,ben çocuklarımın odasına girerken kapıyı çalarım .1,5 yaşlarından beri..Bu iyi mi??Yani sen de benim özelime saygı göster gibi değil mi??Oysa ben 15 yaşıma kadar aklıma takılan ne varsa,anneme sorardım.Dahası,anneme soramayacaklarımı da babama sorardım.Tabii ki,kapı çalmak gibi,gece yarısı odaya dalmak gibi itiyatlarımız yoktu.Ama bilirdim ki,dertleşmek istediğimde,paylaşmak istediğimde..Bu kadar seremoniye de gerek yoktu..Yavrukurt gibi davranan babalardan da,mürebbiye gibi konuşan annelerden de pek hoşlanmıyorum ben..