-I-

Geri de ne kaldıysa köküne kibrit suyu!
Anlayamadığım bir soruydu aslında cevapları… belki limitten bir soru sorsa bu kadar afallamazdım..
Belki bugun aldığı derse gelmez demiştim Yine gelmiş, saçlarını galiba yeni yıkamış onun bu hırsını görünce şunu da düşündüm “ yaşamak bir ortamın koşulsuz tutsağı olmak mıdır; yoksa koşulsuz tutsağı olmaktan kurtulmaya çalışmak mıdır?”.. bu soruyu benden önce o büyük ozan sormamışmıydı kitabında..her neyse o gelirdi!.. elinde bir defter yüzünde utangaç bir sevinç vardı..belki bu sefer konuya girer umuduyla mı geliyordu ah benim eşek kafam!

“en son karışım problemlerini anlattınız” dedi ..ilk o konuştu selamdan sonra..ben “mızrabı kırık bir bağlamaydım “oysa.. öyle mi dedim , bu gün faiz problemlerine bakalım dedim sakin ve tutuklu bir sesle.. tamam dedi kendinden emin bir sesle.. ben ondan” faiz haram değil mi ama” diye bir cevap bekledim , böyle bir espri yapmadı.. Belli ki aklı konudaydı(!) bu konuda kullanacağım kavramları açıklamaya başladım. Maliyet , kar , zarar, ,,.vb mesela dedim ben hep zarardayım. Anlamadı nasıl yani dedi? İşte gördüğün gibi dedim.. o andaki yüz ifadesini unutamıyorum!.. bir insan bukadar masum bakabiliyordu demek? “ paranız mı bitti”” dedi..

(…)

Sabah mı yine sab(ah) tı ..
Kalkılıp işe gidilecekti. Bir şarkı mırıldanıp doğruldum. Ufak tefek işlerin adamı değilmiydim acaba ben dedim kendi kendime... “dedim ki çarmıhlar kuruludur hep benim aşklarıma dedim yok bir şeyim bir şeylerim sevdadan başka!”


Geldi! O mahçup ve suçlu yüzüyle geldi..
Yaptığım işi dahi unuttum. Diyecektimki “ gidelim buradan gidelim!, boş ver şu problemleri gidelim!”
Diyemedim..
Allah belamı verecekti ..verdi de…