MEZOPOTAMYA’ NIN ÇOCUKLARI

Bir ana kucağı gibi koruyucu,sıcak, bereketli Fırat ve Dicle nehirleri ile kucaklaşan, dünyanın en eski uygarlıklarına sahne olmuş MEZOPOTAMYA, Mukaddes kitaplarda şöyle yer almış:
" Ve bütün dünyanın dili bir, ve özü birdi. Ve vaki oldu ki, şarkta göçtükleri zaman, Şinar diyarında bir ova buldular; ve orada oturdular. Ve birbirlerine dediler : Gelin kerpiç yapalım, ve onları iyice pişirelim.Ve onların taş yerine kerpiçleri, ve harç yerine ziftleri vardı. Ve dediler: Bütün yeryüzü üzerine dağılmayalım diye, gelin, kendimize bir şehir ve başı göklere erişecek bir kule bina edelim, ve kendimize bir nam yapalım. Ve adem oğullarının yapmakta oldukları şehri ve kuleyi görmek için RAB indi. Ve RAB dedi : İşte , bir kavmdırlar, ve onların bir dili var:ve yapmaya başladıkları şey budur; ve şimdi yapmaya niyet ettiklerinden hiç bir şey onlara men edilmeyecektir. Gelin inelim, ve birbirinin dilini anlamasınlar diye, onların dilini orda karıştıralım. Ve RAB onları bütün yeryüzü üzerine oradan dağıttı; ve şehri bina etmeyi bıraktılar. Bundan dolayı onun adına BABİL denildi; çükü Rab bütün dünyanın dilini orada karıştırdı; ve RAB onları bütün yeryüzü üzerine oradan dağıttı." (Musa’nın Birinci Kitabı. Bap 11.1-9-Kitabı Mukaddes Çevirisi, İst.1974 )
İnsanların gücünün kaynağı olarak belirlenen dilin karıştırılması ve dilin birliğinin ortadan kaldırılması ile birlikte, tepesi göklere erişecek ve insanların kibrini ve azametini gösterecek Babil Kulesi insanın güçsüzlüğünü gösterecek bir utanç abidesi olarak kalakalır. İnsan topluluklarının ulaştığı başarılarda dil birliğinin önemini en etkili bir şekilde tasvir eden bu örnekten ders alınması gerekmektedir. "İnsanlar aynı dili konuştukları takdirde beraberce eserler yaratmak için birlik içinde olsalardı güçleri büyük olurdu; bu güç insanların kibirle, azametle dolmalarına yol açabilirdi. İnsanların sayısız farklı dil konuşması ve işte bu yüzden güçsüz oluşu,onlara inen bir lânetin sonucur " diyor, Dil Denen Mucize kitabının yazarı W. Porzıg.
İnsanlık için ilk ve eşsiz olan tarihi eserleri yanında Tarihi İpek Yolu ve Kral yolu’nu bağrında taşıyan, Kültürlerin, ticaretin, inançların, bilim ve felsefenin beşiği olarak dünya kültür mirasının gözdesi MEZOPOTAMYA yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile tarih boyunca cazibe merkezi olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Tevrat’ın " ŞHİNAR ÜLKESİ " iki ırmak arasında "ARAM,NAKHARİM" dediği ve KRİPTO YAYINI olarak çıkan (Si-An’dan Tiran’a TARİHİ İPEK YOLU ) kitabımda ayrıntılı olarak anlattığım ,Mezopotamya, Dünyaca ünlü ilk çivi yazılı tabletlerin-kitapların yazıldığı, yetmişiki millet tarafından yapıldığı tarihi kayıtlara geçmiş Babil kulesi ve tapınakları, tarihi surları, taş üzerine yazılmış kral hammurabi kanunları, Dört bir yana akınlar yapan Büyük İskender’in gelipte ayrılamadığı dünya harikası yedi kapılı ve yedi teraslı tarihi Babil ve kralın bir kır çiçeği kadar güzel ve eşsiz karısı Semiramis’i mutlu etmek için kırların güzelliğinin saray çevresine taşındığı muhteşem parkları ve kentleriy ile dünya tarihine damgasını vuran MEZOPOTAMYA’ yı bir Babil atasözü şöyle özetlemektedir:
" Bir insan şanslıysa, onu Fırat’ın sularına bırakın, avucunda inciyle dışarı çıkacaktır."
Ünlü piyanistimiz Fazıl Say, Antalya Piyano Festivali’nde, " en iyi yapıtım " dediği "OVADA İKİ ÇOCUK,DİCLE, ÖLÜM KÜLTÜRÜ ÜZERİNE, MELODRAM, GÜNEŞ, AY,KURŞUN FIRAT, SAVAŞ ÜZERİNE MEZOPOTAMYA AĞITI’ NDAN OLUŞAN MEZOPOTAMYA SENFONİSİ ’ni seslendirerek " insanların ölmesi ve öldürülmelerine karşı olduğunu söylemiş.
Gazete heberine göre; "Lazkiye’de, her biri ayrı din ve mezhepten 6 din adamı bir araya gelerek şu açıklamayı yapmışlar : Suriye bir mozaiktir.Burada muhteşem bir uyumumuz var.Bizi rahat bırakın, biz muhteşem anlaşıyoruz " diye seslenmişler.
Suriyeli bir inanç önderi : " Etnik kimlikler gök yüzünden inmedi.Bu topraklarda beslendi. Demek ki özgürlük burada " şeklinde duygularını ifade etmiş.
Mezopotamya’nın çocukları, asırlardır huzur görmedi, Ey yöneticiler ! ey dünya- ey insanlık ! bırakın özgür yaşasınlar. Değerli sanatçı Fazıl Say’ın MEZOPOTAMYA SENFONİSİ’ ne ve inanç temsilcilerinin açıklamalarına ve vicdanınızın sesine kulak verin...
YAHYA AKSOY