Dün akşam Emine ile bir kafede buluştuk.
Oturduk sohbet etmeye başladık yan tarafımıza da iki kadın geldi oturdu.
Kadınlardan birisi benim eski sevgilimdi.
Bana laf attı "ooo yakup bey yeni sevgili bulmuşsun"dedi.
Laf atma önünde adam gibi otur kalk git benim huzurumu bozma dedim.
Emine araya girdi kim bu kadın dedi.
Seni tanımadan önce görüştüğüm birisiydi dedim.
Çiğdem hanımın ağzı kapanmadı benim Emine ile tartışmaya başladılar.
Çiğdem Emine’ye "kızım sen bununla geçinemezsin bu seni üzer" dedi.
Benim akıl baştan gitti çiğdeme sağlam iki tokat attım.
Ortalık karıştı.
Emine’nin elinden tutup haydi gidelim yoksa elimden bir kaza çıkacak dedim.
Kafeden ayrıldık manavgat sokaklarında el ele gezdik dolaştık.
Köprü başına geldiğimizde Fırat diye bir arkadaşla karşılaştık.
Daha önceden tanıdığım bir arkadaştı "naber Yakuphan abi hiç görünmüyorsun nerelerdesin" dedi.
Ankaradaydım yeni geldim geri döneceğim dedim.
Emine’ye ’sen nerelisin yenge" dedi.
Emine Adıyamanlıyım dedi.
Fırat "Anlaşıldı tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" dedi.
Yakuphan abi yengeyi de kendine benzetmişsin dedi.
(Emine gerçekte gündoğmuşlu ben de manavgatlıyım soranlara hep başka yerler söyleriz)
...
Sonra Fıratın arabasıyla tanıdık bir türkü bara gittik.
Abi bize köşeden bir masa ayarla dedim.
Masamıza geçtik oturduk biraz içtik.
Türkü barın sahibi gel Yakuphan seni sahneye alalım dedi.
Yok abi kafam iyi değil başka bir zaman söylerim dedim.
Benim Emine ısrar edince kıramadım mikrofonu elime aldım "saçlarını yol getir ve odam kireç tutmuyor" türkülerini söyledim.
Tam mikrofonu elimden bırakacakken Emine masadan fırladı geldi.
Bana yazdığın türküyü de oku dedi.
Emine’ye yazdığım türküyü de okuyup sahneden çıktım.
Biraz daha içtikten sonra kalktık.
Fırat bizi aynı karşılaştığımız yere getirdi.
Emine ile sarmaşdolaş yürüyerek eve geldik.
Gece saat dört gibi yattık.

Not: Hayal ürünü bir eserdir.


Yakuphan kılınç