Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Ali Sevimli
Ali Sevimli

Döküman

Yorum

Döküman

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

921

Okunma

Döküman

Okkalı bir yağmur yağsa ve biz deliler hep birlikte güneşlensek.
Sonra ahmakça ıslanıp tadını çıkartsak susuzluğun.

Rahat batınca can sıkılır. Tezatların etkisin de herkesin kendini bir tanıtma şekli olmalı ve klişe tanımlardan kaçınmalı insanlar farklı da olmamalı. Ne yapacaksın muamma deli olsan anlardın..

Delidir ne söylerse yeridir.

Hiç bir oyunu kuralına göre oynamadım insan yanımdan utandım, utanmak eylemidir masumiyetin. Hep güzel sözün gönülde ederine inandım, sevdiklerime duymak istedikleriyle değil söylemek istediklerimle seslendim. Güzeldi anlayana dilimin kıvrımlarında yonttuğum kelimeciklerim siz bilmezsiniz ne denli özenle bir sanat eseri yaratma telaşına düşerek kurdum o cümle dediğimiz ses topluluğunu. Süslerken canımla, kanımla tüm ruhumla inancımla süsledim. Kaybım nedir düşünmedim verdiklerimden sonra, vermenin giderine inanmadım almaktı vermek, neşe, mutluluk bazen küçük bir gülücük. Bölüşmek eyleminde bir teröristim elim çatal parmak, bencilliğin göğsüne saplanır durur. Birde sevgi var oy benim düşüncesizliğim. Öylesine düşüncesiz oluyorum ki sevgiyi bölüşürken mantıkla sevmedim kimseyi. Kalbimi çalıştıran aklımdı.

Bildim insan ufalıyor sevdikçe, düşüyor ağrılı sızılı mutluluklardan katre katre ve ayrıldıkça sevdalardan pişiyor nara düşmüş hamur gibi, yiyip tüketiyor yıkılmışlığında en ücra köşelerinde hayatın kendini.İnsanlar; hangi toprağın çamurundan diye bakmadım rengini önemsemedim, suyunu önemsemedim, şeklini önemsemedim. Gizlediklerinden korktum ne haklıydım “kendimce”. Ne dişiydi resim ne erkek baktı gözleri bende cinsin nedir? Demedim. Aynı yerde oturuyordu şablonunda insanlığın.

Bazı duygularımı sakladım göstermedim bir çocuk kıskançlığına bıraktım, bir ağlamak; mesela sadece çaresizlikte yapıştı inatçı bir kız gibi vazgeçilmez anların sevdası, titrek ama korkusuz. Kıskanmak sadece sevmekte tutuldu ellerime, nefret; haksızlıkta şiddetli depremler gibi kabuğumun çatlaklarından sızdı. Parelendiğin de yüreğim "acımak" dedim suskunluk başladı o saatlerin içine. Duygularımın tekdüzeliğinde, sıradan şüphelerde yoruldum.

Hakkımın sahibi oldum sahipsiz bırakmak asla geçmedi ezberinden aklımın, ne sevdayı ne suçu kabul ettim. Düştüm düşürüldüm bir gün dönüpte kim yaptı diye arayıp sormadım. Günah dedin mi durdum önce durgunluğumla kirlendim. Güven çölünde kaç kez susuz kaldım bir damla su için yalvarmadım. Kendimi bildim bileli zor hayatların hikâyelerine dinleyici oldum kaç elmayı düşürmedim kalktım açlığımla.
Kendim kurdum yaşamak bağında tatlı bir tebessümün şeklini çizerek yüzüme hayat tahtını. İnanç mukaddes yazıtın ışığında kör yürümek gibi ezberim. Sayfalarında tavaf ettiğim mevcudiyetin. Her anında soluduğum havaya şükran duydum tek eğildiğim andı sorgusuz kabullenişim de emir.

Adını bildiğim tek gerçek ölümdür. Dünyada kaldığım her gün zulümdür.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Döküman Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Döküman yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Döküman yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
29.10.2012 20:03:38
10 puan verdi


Ölümden emin olmamız, olmadığımız hayatın getirilerine karşı yılgınlığa sebep değil, bir anlamsızlık yüklemek değil tam tersi bir güç şekline bürünmeli.En azından anlamından emin olduğumuz bir şeyin varolması demek, olmadıklarımız üstünde daha yetkin ve dikkatli davranmamız ön koşulunu birlikte getiriyor.Emin olmak adına yapılanlar bazen ters tepsede inanın hepsi içinde aynı genel sonuca varmak hayata en büyük haksızlık olur.

Güç almalıyız evet ölümden ...almalıyız nihayetinde , bir şekilde ona varacağımız gerçeği anı en anlamlandırarak, ona değer katma yolunda bizi tetiklemeli... yorgunluk normal... arada mola gerekebilir ama... her ne şekilde olursa nasılsa aşikar bir sonuç var elimizde onu konuşmaya bile değmez hele ki çekilen zulümlere bir gerekçe hiç gösterilemez.Bilineni tekrar etmenin çektiğimiz hüzünlere ne katkısı olur ki .İnsan olarak hayattaki yerimiz ve görevimiz yaşamın tılsımını çözmek çözdükçe düğümlenmek bazı kabullenişlere... olmalı diye düşünüyorum,


Samimi içten çok güzel bir yazıydı.Dupduru, açık , net diliyle .Kutlarım efendim.Saygılarımla.



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL