Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Meryem Ateş
Meryem Ateş

Kiralık Lâ Sayıklamaları

Yorum

Kiralık Lâ Sayıklamaları

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

918

Okunma

Kiralık Lâ Sayıklamaları

Kiralık Lâ Sayıklamaları

I

Cuma gecesini cumartesiye bağlayan suskun bir kent ağlamasıydı bu. Bomba yağar gibi ışıklar yağıyor kentin eteklerine. Suskunluğu bozan köpek havlamaları bir yana dursun tek düze geçen arabaların sesleri çığlığa bürünüyor.

Tenhaydı sokaklar, belediye otobüsleri dinlenirken taksimetreler bir kavganın içinde cebelleşip geceyi sabaha bağlıyordu. Bağlıyordu lâkin, içimde ölen suskunluğun sancısı karşımda duran gecekonduların çığlığını afili villalara peşkeş çekiyordu.

Biraz ayaz vursa da yüzüme, ay ışığının yansımaları içimde ölü çocuklar ısıtıyordu. Pencereye sokulup yansımalarımı izlediğimde, kırgınlığımın o tuhaf rutubetli tadı, avuçlarımda sabahlayacağını müjdeleyip duruyordu. Biraz tebessüm soksam da kirpiklerimin arasına gece perdesini indirip duruyordu şakaklarıma. Suskunluğuma az biraz hürriyet iliştiriyordum.

...



Bir yanda kenar mahalle delikanlılarının seslerini toplarken gece, bir bir sönen ışıkların perde arkalarında kızlar ölüyor. Yeni yetme göğüslerini avuçlarına saklayan kızlar. O kızlar ki gecenin hırsızları. Ve o kahkahalar bastırıyordu kırgınlıklarımı.

Bir aşkı gömdüğümü düşündüğüm gibi sigarayı da bırakmayı düşünürken, elim bir dal sigaraya tutunuyor ve kent alabildiğince yangınlarla boğuşuyordu.



Küllerini savurdukça yeniden tutuşuyor içim,

İçim ki avuçlarıma hapsettiğim yeni bir yangının başlangıcı,

Soluk aldıkça yaşlanıyorum.






II

Yirmi altı yıla sığan cesetler biriktiriyordum kardeşimin ergenlik defterlerine. Karanlık içime dolup yalnızlığa peşkeş çekiyordu içimi. Cesetlerimin başkahramanı olan ben, tabutumun sırtını sıvazlıyordum. Annem biliyordu içten içe acılar büyüttüğümü. Seslenmezdi. Bilirdi geceleri küçük lâ suskunluklarımın sabaha sağır veletler doğuracağını.

Soğuk mermer taşlarına bastırdığım izmaritin kaygısını büyütüyordum. Serin bir kent ağlıyordu içim. İçimde alabildiğince pişmanlık, her evin penceresine ağıtlar kusuyordum.



Gerdanı ayrık kentin üstüne yıldızlar düşüp viran vaatlerde bulunuyordu. Sonra birde köprünün ayaklarına gölgen düşüyordu.



Sanki gölgen savaştan galibiyetle ayrılan yüzün,

O yüz için umutlar büyütürken,

Lâl oldu içim…

Ben lâ dedim gidişinin ayak izlerine,

Ki ayak izlerini bile silmişti gece.

Kırgınlıklarımla iç içeyken,

Bir sigara daha bağışladım aziz dudaklarımın arasına,

Beş para etmez umudu yerle bir edip,

Kentin üstüne ışıklar bağışlıyordum.



Uyandığımda içimi kemiren, avuçlarımı terleten o budala umutsuzlukla yıkayacaktım yüzümü. Rutubet kokulu havlularda kalacaktı düş bozumu sayıklamalarım.


...

III

Sabah bile küskün bir gece bağışlayacaktı bana. Gece yarısı sayıklamalarıyla, havlayan köpeklerin kan kokan dişleriyle uysallaşacaktı içim.

İhaneti besleyecektim sıcaklığı otuz dereceyi bulan yastığımın kokusunda. Bir bebek ağlamasıyla uyuyacağımı söylemişti Tanrı. Lâkin, kanatlarıma oturmuştu mutsuzluk, yanıp sönen ışıkların, sivrisinek ısırıklarının altında yaşlanacağımı söylemeyi unutmuştu.



Büyüdüğümde olmayacaktın yanımda ve hiç bilmeyecektin içimi kanatan ayrılıkların bir dal sigarayla seviştiğini.



Sen kentin ışıklarında vurulduğunda,

Deli bir rüzgâr kucaklayacak içimi,

Bolca elâ getireceksin bana.

Avuçlarında yasemin kokulu lâ çığlıkları,

Öperken dudağımdan,

şecerene dualar okutacaktım.



Ve sen ölecektin…



Uyumak istememiştim bilmelisin. Kanadıma sokulmuş duaların yalın ayak koşuşurken bahçeme, kente bombalar yağacaktı…



Yeni bir dil

Yeni bir din kaygısı gütmeden unutmayı öğrenecektim.



Siren seslerinin sabahında yeni bir gece kucaklayacaktı içim.





Yeni bir gecenin kucaklamasını beklerken, içim uykusuzluğun şakağından vurup yeni günler kiralıyor.
Birini söndürüp diğerini yaktığım sigaranın ciğerlerime bıraktığı o tatlı telaş, o iç gıcıklayıcı sancı sonu gelmeyen telaşlar bırakıyor.

Sağ kolumun sancısını bir kenara itip, şehrin o itici yüzüyle hesaplaşıyorum.
İki dudağımın arasına sıkışmış, o becerilmiş yalanların içinde bocalıyor sabah. Günaydın derken geceye gebe kalan, yarım yamalak gülüşleri kucaklıyor olacağım.
Ve bir kez daha lânet edeceğim o içime dert olan, bilmem kaçıncı pişmanlıkların yüzüne.



Ağustos / 2010

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kiralık lâ sayıklamaları Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kiralık lâ sayıklamaları yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kiralık Lâ Sayıklamaları yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
halit-ds
halit-ds, @halit-ds
8.11.2013 13:40:17
şiir tadında ..ama yazı çok gri olmuş,soğuk,bir an varşova da hissetim kendimi..yüreğinize sağlık
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
24.10.2012 22:23:24
Beğeni:
1
Okunma:
918
Yorum:
1
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL