- Hiç mamografi çektirdin mi?
- Hayır, çektirmedim.
- Sağlıklı halinle çektir ki bir bilgi olsun elimizde.
- Peki.
...

- Daha önce, mamografi çektirmişmiydiniz?
- Hayır, bu ilk olacak.
- Tamam, şu kabine geçin. Üstünüzdekileri çıkartın. Küpe, kolye, vb hiçbir şey kalmasın, üstünüzde. Koltuğun üstünde duran; pembe gömleği giyin ve yan odaya geçip, bekleyin.
...

- Evet, göğsünüzü panellerin arasına yerleştireceğim. Biraz acıyacak ama kısa sürecek. Lütfen, sol elinizle, şu kolu tutun. Hazırmısınız?
- ...
- Nefesinizi tutun, kıpırdamayın... Çekiyorum...
- ...
- Şimdi, diğer göğsünüze aynı işlemi uygulayacağım...
- ...
- Kıpırdamayın...
- ...
- Tamam, bitti. Geçmiş olsun. Birazdan, doktor hanım gelecek ve ultrasonografinizi çekecek.
- ...
...

Öyle bir ruh halidir ki bu; tek kelime edemezsiniz. Sadece kafa sallarsınız, aptal bir gülümsemenin eşliğinde... Karşınızdaki kişi; ne kadar anlıyor, sizi? Hiç bilemezsiniz. Çıplaksınızdır... Savunmasızsınızdır...
Öyle bir ruh halidir ki bu; teslim olmuşsunuzdur... Kayıtsız, şartsız!

...

Doktor hanım, gelir. Bu arada siz, büyük boy kağıt havlunun serili olduğu yatağa, uzanmışsınızdır, sırtüstü. Üstünkörü bir ’ Merhaba’ der, doktor. Tüpten vıcık vıcık bir sıvıyı sıkar, göğsünüze. Mikrofon benzeri bir aletle, göğsünüzün içine bakmaya başlar. Bastırır... Döner, tekrar bastırır. Gözünüzün döndüğü kadar, ekranı görmeye çalışırsınız. Kendinizce anlamlar yüklersiniz, ilk kez gördüğünüz görüntülere.

- Sağ göğsünüzde bir kitle var. Alınması lazım!

Görünmeyen bir balyoz iner, beyninizin en orta yerine:

Kitle... Sağ göğsümde... Alınması lazım...

Bu üç cümle dışında, duymaz olursunuz.

Öyle bir yankılanır ki beyninizde: " Sağ göğsünüzde bir kitle var. Alınması lazım! "...
...

Hemşirenin uzattığı ıslak mendil, göğüslerinizi temizleyişiniz.. O yapışık sıvıdan kurtuluşunuz, odadan çıkışınız, giyinmeniz... Hepsi; 5 dakikanın içinde sonlanır.

Elimizdeki naylon torba ile sokakta bulursunuz, kendinizi.

- Sağ göğsünüzde bir kitle var. Alınması lazım!

...

- Anne... Anne...
- ...
- Annecim, duymuyor musun?
- Hı? Ne? Ne dedin, canım?
- Anne, neyin var senin?
- Sağ göğsümde, bir kitle var.
- Ne?
- Sağ göğsümde, bir kitle var!
- Anne?
- Efendim canım?
- Anne, neler oluyor?
- Yok birşey canım. Sen, üzülme ...
- Ne demek; Üzülme? Anne, anlatsana şunu, doğru dürüst...

Anlatma zincirinin ilk halkasıdır, bu...

...

Ameliyat...
Göğsünüzden 4 santimetrelik bir parça alınır.
Patoloji raporları beklenir.
Sonuç; tahmin edildiği gibidir.
Korkulacak birşey yok der; doktorunuz. Geçmiştir. Üç ay sonra gel, denir.
...

- Sol göğsünüzde bir kitle oluşmuş!!!!!
- Şaka?
Hayır! Çok ciddir, doktorunuzun ifadesi.
- Geçmişti?
- Üzgünüm!
...

Üzgünmüsün?
Üzgünmüsün? Üç ay oldu... ÜÇ AY!
...

Yutkunursun, sessizce:
- Ameliyat mı?
- Eh! Tabi ki...
- ...
...

Üç ay sonra; herşey yolundadır.
Altı ay sonra; sorun yoktur.
İkinci altı ay sonunda;
- Rahimi almamız lazım...
-...

...

Dört yıl geçtiğinde; kabus, bitmiştir.
Özgürsünüzdür...
Kazanmışsınızdır...
Hayat; sizindir...

Hem de; SİL BAŞTAN...
...

15 Ekim; Meme kanseri haftası...
KORKMAYIN...
FARKINDA OLUN...
TEK KORKUNUZ: GEÇ KALMAK OLSUN...

GEÇ KALMAYIN...

LÜTFEN...

Eser Akpınar
13.10.2012
İzmir