.
.
.
Selçuklu ve Osmanlı düşünce sisteminden beslenen topyekün ümmetçi.
Selçuklu ve Osmanlıda ki Türk boylarından ve aşiretlerinden beslenen topyekün Milletçi.
Selçuklu ve Osmanlıda ki Millet şuruna erememiş topyekün boycu, aşiretçi.

Tarihin dönüm noktaları hariç bir ve diri olamamamış bir tarihsel akış..
Her dönemde Devlet, ümmet eksenli düşünce yapısı üzerine oturtulmuş. Zaman içinde devlet içinde devlet oluşumunun nedeni milliyetçiler ve aşiretçiler.

Cumhuriyet de aynı temel üzerine kurulmuş. Buna en güzel örnek Halifeliğin TBMM’nin şahsi manevisine bırakılarak kaldırılması.

Atatürk’ün Çankaya’da yalnız kalması ve Çankaya’nın onun için bir ölümü bekleme yerine dönüştürülmesi ise milletçi ve aşiretçilerin devlet içindeki etkinliklerinin artmasından kaynaklı. Laiklik ise asır boyunca devletin asıl omurgasını oluşturan Sünni topluma baskı aracı.
Kürtler üzerine düşünceleri ve Kürtlere yaklaşımları da bu üç temel düşüncenin yansıması.
Terör sorununun 1980 sonrası tırmanması ve günümüze kadar uzamasının neden ise; Kürtlerin "Şeyh Said" bahane edilerek İslamla bağlarının büyük ölçüde zedelenmesi.
İslamın doğumundan 1900’lü yıllara kadar genelde tek devlet tarafından idare edilen Ortadoğu’nun devletçiklere paylaştırılması ve İslamla bağları zedelenmiş Kürtlerin İslamla kavgası olan batı düşünce sistemine teslim edilmesi.bu teslimin sonucu ise PKK.
2000 li yıllarda bile kendi tarihi kitaplarını ve arşivlerini okuyamayan insanların sadece kendilerine bildirilen kadar bir bilgiye sahip olması ise gönül üzüntüsü. Okul kitaplarındaki gerçekci olmayan ve efsaneler üzerine kurulmuş MEB müfredatı yetiştirdiği bir toplum.

Ümmetçi düşünce Malazgirt, Çaldıran, Ridaniye gibi tarihin akışını değiştiren savaşlarda sırt sırta verdikleri gaye birliğinde buluştukları Kürtleri kendilerinin has kardeşi olarak kucaklar. BU kucaklaşmalar Çanakkale’de doruk noktasına çıkar. Çanakkale ise mecburiyeten orta doğu toplumlarının veya Selçuklu-Osmanlı çizgisinin mahremiyet bölgesinin birbirine kenetlenmiş hali...
Milliyetçi hafıza Kürtleri son çeyrek yüzyıla kadar sorun olarak görmeyen fakat sorun olabilecekleri için daima temkinli. Son çeyrek asırda ise onların da devletçik statüsünde Orta doğuda batı eksenli düşünce sistemine teslim olacakları korkusuyla sitemkar, soğuk ve görmezden gelmeci.
Aşiretçi düşünce sistemi ise daima Kürtlerin en büyük düşmanı.

Demokrasi ise bu üçe-dörde bölünmüş Türkiye’nin istatistiği...
.
.
.