Bir yaz günü….Ortalık sıcaklıktan kavruk.Ben yağmur yüklü bulutlara hasretim.Kara kara bulutlar toplansın gökyüzünde.
Essin isterim dört bir yandan tüm rüzgarlar.Vursun , vuruştursun bulutları .İndirtsin tüm yüklerini onlardan.Ardından şimşek sesleri , yıldırım seslerine karışsın.
Gökyüzünden süzülüp ulaşsın yer yüzüne tüm damlacıklar.Temizlesin şehirlerin kokuşmuş havasını. Her kötülük, şer, kir onlarda yitsin.Miskler , amberler , lavantalar saçsın dört bir yana .
Ne kir kalsın , ne elem adına bir şey.Tek ben kalayım orada.Pencere kenarlarından çiseleyen yağışlarını seyredeyim. Her yağmur damlacığıyla aydınlansın öylece günüm.
Gözlerim sonbaharlara açılsın.Serinlikler dolsun boş odama.Her yanım manolya, leylak, toprak kokularına kessin.Yetmez tüm bunlar bana.İfrit olayım, ateşleneyim, sararayım.Bir yağmur taneciğinin peşinden ardı sıra gidip kaybolayım.
Düşmesin kimse peşime benim.Adım , adresim bilinmesin.
Tek bir isteğim olacaksa son cümlemde bir yağmur mevsiminde , bir yağmur gününde , yağmurları seven, yağmurlara hasret biri olarak hatırlanayım, bilineyim.
Sonrasında yıkansın içimdeki tüm kirli düşünceler.Berraklaşsın zihnim.Bana yağmuru soranlara:’’Ben çok zaman önce ipil ipil yağan yağmurlar gördüm.Çokça zaman mevsimsiz yağan, hoyrat yağmurları sevdim .Ve çokça zaman sonra yolu gözlenen, ama hiç gelmeyen yağmurlara gideceğim.’’diyeyim.