Azala Azala Çoğalmak

Bazan, yani kendimle başbaşa kaldığım zamanlarda kendime sorduğum en önemli sorulardan biri de şu; sanırım bu soruyu bir çoğumuz kendimize özellikle bugünlerde çok soruyoruzdur:

Çoğalmak, ama nasıl çoğalmak? En hayırlı çoğalmak?..

Çoğala çoğala azalmakta var, bir de azala azala çoğalmak var!

Uzun soluklu bir çabanın sonucunda yaratılan büyük bir heyecanla 96 yılında ÖDP kuruldu. Solun ve mutsuzların önemli bir kesimini bünyesinde topladı. Türkiyede yaşayan ezilenlerin umudu olacak gibiydi, öyle görünüyordu, o inanç taşınıyordu. 13 yıllık siyasal yaşamında ÖDP`yi gördük ki ezilenlerin, yani mutsuzların partisi değilde sosyalist elit kesimlerin, yani iç savaş dönemini yaşayanların fikir cimlastiği yapacakları, bununla yetinmeyip birbirlerini kemirecekleri, tüketecekleri kulüp olmuş. Herşeyi çok iyi bilen, en dogruyu ben söylüyorum diyen bu insanlar giderek birbirlerinin fikirlerine tahammül edemez hale geldiler, farklılıklarıyla birlikte yaşayamaz, onlara katlanamaz hale geldiklerini de farkendince kopuşlar başladı, ÖDP küçüldü.

Şimdi 6. kongreden önce bir kopuş daha bekleniyor ve bu kopuş gerçekleşecek ÖDP biraz daha küçülecek.

Bu durum bir çoğumuzda yeni bir inanç kırılması yaratacak, geleceğe olan umudu söndürecek.

Daha önce de söyledim, ÖDP eğer söylediği gibi ezilenlerin, mutsuzların, geleceksizlerin, gecekonduda yaşayanların, kadercileştirilen, karaçarşafa sokulan kadınların, kendi bilinciyle konuşmayan gençlerin, yoksayılan köylülerin…partisi olmayı başarabilseydi, yani sokaklara inseydi, kahvenalelerde siyaset yapsaydı ÖDP Türkiye halkının partisi olurdu.

Bu başarılamadı, sosyalist elitistlerin partisi oldu.

6. kongre bu anlamda dönüm noktası olacak. Bir önce ki kongre gibi heyecanlı, tartışmalı ve hummalı olmayacak. Yaşanacak olan yeni kopuşla birlikte ÖDP tarihinin en sakin kongresini yaşayacak, ama en önemli kongresi olacak. Ya ÖDP bu kongreden sonra gerçek kimliğine yani devrimci yönüne dönecek sokağa inecek, oralarda siyaset yapacak yada bugünkü yapısını koruyacak, azala azala küçülmüş yapısını sürdürecek varolan umutlarıda tüketmiş olacak.

Şunu açıkca söylemek istiyorum 13 yıl içinde yaşadığımız kopuşlar-ki böyle olmasını istemezdim, fikir farklılığımızla birlikte bir arada olmayı başarabilmeliydik keşke- beni çok umutsuzlandırmadı. Türkiye solu birlikte bir arada yaşamayı, ortak




paydalarda bir arada bulunma geleneği edinemedi birtürlü, edimek içinde çaba göstermiyoruz, tüm çalalarımız bölünme yolunda oluyor. Bu bölünme sermayeninde istediği bir durum. Bir araya gelmiş, bir güç olmuş devrimcilerin varlığını tekelci sermaye istemez. Bölünmüş güç en tehlikesiz güçtür.

„Böl, parçala, yönet“.

Şimdi „bölünmeme, paçalanmama, yönetilmeme“ zamanı. Bunun tek yolu sadece sosyalistlerin bir araya gelmesinden geçmiyor- bu denendi, olmadığı görüldü- sokakların birlikteliğinden geçiyor. Bundan dolayı hiç bir dönem bir kaç kesimin ileri gelenlerince yaratılmak istenen Çatı Partisi olayına sıcak bakmadım. Dipten gelen bir basınçla oluşturulacak olan Çatı Partisinin daha sağlıklı ve doğru olacagına inandım.

Şimdi ÖDP dünkünden daha öneli noktada duruyor. Bu dönüm noktası. Patinin içinde bulunan, partili gibi davranmayan, ödp`yi partileri gibi görmeyen „özgürlükçü solcuların“ ayrılacak olmalarını hayırlı bir ayrılık olarak görüyorum. Zaten hiç bir dönem bir olmadık, olamadık, bir gibi göründük, bir yanılsamaydı yaşadığımız. O nedenle bu ayrılık ayrılık değil, herkesin olması gereken yerde olmasıdır.

Azala azala bugünlere geldik. Her azalma bitme, tükenme değildir, kimi zaman azalamalar çoğalmaların başlanğıcıdır. İşte bu nedenle 6. kongre çok önemli.

Bunun bilinciyle, bunun önemini bilerek 6. kongreye gitmeliyiz ve bu kongreyle birlikte yüzümüzü ezilenlere, mutsuzlara dönmeli sokaklarda yerimizi almalı, kafe(s)lerimizde değil kahvehanelerimizde olmalı, siyaseti oralarda yapmalıyız.

70 li yıllarda yaşadığımız o iç savaş döneminin ruhuyla diyorum ki „ şimdi çoğalacağız!“

Muhittin ÇOBAN