Babası, amcası, halası, dayısı, teyzesi, her şeyi vardı. Annesi yoktu bir tek…

Dünyayı cennete terk etmişti annesi. Ah şu cennet! Herkesin dilinde. Ne var içinde? Anlatayım mı?
Anlatamam…

Ağladı bu sabah küçük kız yine. Her cumartesi onun ağlayışlarıyla uyanıyorum. Sessiz bir mırıltı nasıl iç kanatıyor o sabahlar. İşte bu cennet… bu cennet bizi göklerden kaçıracak.

Benim cennetim içinde sadece çocukların olduğu yerdir. Onunkisinde anneler vardır hep. Renk renk annelerin içinde en güzeli onun annesi. Mutfakta küçük kıza kahvaltı hazırlıyor. Bir yandan da şarkı söylüyor “kirazım, kirazım..” öyle bir şarkı vardır, bilir misiniz?

Küçük kız, doktora git, küçük kız, doktora git küçük kız.

Sen annesi cennete giden kızsın, dua et. Dua et ki cennette elini tutabilsin annen ve o kadar mutlu olun ki cennet utansın.


İşte bu küçük kız, o kadar dertliydi…