Yağmurları ve kahpeliklerinize konu ettiğiniz sevdaları rahat bırakın.

Kalplerinizi hediye etmekten vazgeçin. Hediyelerinizi kalp edin. Ya da hiç bıktırmadan ’aşk’ kelimesini dillerinizle katledin. Zaten hüzne boğmadınız mı tebessümleri yeterince.

Gerçekçi olun. Umduğunuz kişinin hayalindeki boşluğu dolduran kişi bu gece de siz değilsiniz. Yarın da olmayacaksınız. Her o koca kafanızı yastığa koyduğunuzda sevdiğiniz kişinin üzerinden hayallere yeltenmeye çalışmayın. Çünkü onun koca kafasının içinde de başka bir koca kafalı var. Bu işin aslı da bu astarı da bu, tangası da bu paçalı donu da bu.

Arabeskin dibine vuran insanımız, sanarsın başka bütün dertler bitti de, aşkın peşinde koşar oldular. Varoşta bir çöplüğün poşetlerden sızan pis sularının arasında ince bir karton üstünde her gecesini geçiren gence bir sorun bakalım. Gidip yüzüne bi ’Aşk?’ deyin. Cevabı muhtemelen şöyle olur; ’Siktir git!’...
İnsanlar ekmek bulamadıkları için mutsuzlar, evleri olmadığı için bankomat köşelerinde yattıkları için mutsuzlar, kimi bir ayağı olmadığı için mutsuz, kimi de gözleri görmediği için mutsuz. Ama yinede hayatın kıymetini böyle insanlar bilir. Sen değil. Senin için mutsuzluk bir kızın sana ilgi göstermemesidir. Bu akşam yemekten sonra almayı unuttuğun için kahve içemeyecek olmandır.

Belirttiğim gibi zaten hal bu iken, acısı dağları aşmış insanlar doluyken ve o sevdiğin kişi de başkasını seviyorken herkese ve en önemlisi kendine bir parça saygı duy ve triplerinden vazgeç. İlla da birini sevecek isen de hayalinde hiç olmayan ve tam istediğin gibi bir kadın/erkek yarat ve onu sev. Çünkü bu hayal kadınının/erkeğinin gerçekleşme ihtimali; seni sevmeyenin sana gelmesinden daha fazla olabiliteye sahiptir. (!)

Hiç bir gün ölmek için güzel bir gün değildir. Ölüm de gerçek olduğuna göre bu saçma şeylereden kaynaklı mutsuzluğun tamamen anlamsızlaştı şimdi. Şuan elinde olan vaktin ve daha nice nimetin kıymetini bil de acizlik edip düşürme kendini.


Bahattin BERKDİNÇ