3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2175
Okunma

Hiç kul hakkı yediniz mi? Zor bir soru… Hiç hakkınız yendi mi? “Evet” seslerini duyar gibiyim. Gerçek şu ki, bilerek veya bilmeyerek birbirimizin hakkını yiyoruz. Hayatın zor ve hızlı temposunda bu konuyu unutmuş gibiyiz. Hakkına girdiğimiz kişileri, hakkını helal ettirmeye çalışmamız gerektiğini çok zaman aklımıza getirmiyoruz. “Kul hakkı”nın, sadece hak gaspına uğrayarak mağdur edilmiş insanlar için bir şey ifade eder hale gelmesi ne kadar üzücü. Oysa “Kul hakkı”, manevi, insani ve etik bir anlam taşımaktadır. Bu dalgınlığımız, kul haklarına Allah’ın karışmayacağını bildiğimiz için midir.
Artık topyekün kendimizi sorgulama zamanı gelmedi mi? Çünkü Allah “Hangi günahla gelirsen gel ama kul hakkı ile gelme” der. Kul hakkını çiğnemek, Allah’ın hududuna tecavüz anlamına gelir. Dinde, olmazsa olmazlardan biri “Kul hakkı”dır. Peygamberler kadar makbul amelimiz olsa da kul hakkı nedeniyle sırat köprüsünde bekletileceğiz. O kişi ile anlaşıncaya kadar... Bu nedenle, kul hakkını ahirette değil de bu dünyada vermek gerekir. Haksızlığa uğrayan kişi ya da kişilerin zararını, haksız taraf tazmin etmelidir. Yine helalleşme de bu dünyada yapılmalıdır.
Kim bu dünyada hakkını helal ederse, ahirette alacağı haktan çok daha fazlası onun olacaktır. Elbette, hukuk devletinde her sorun öncelikle hukuki zeminde tartışılır, çözüm aranır. Ya hukuk çözemiyorsa… İşi ahirete bırakmayıp, bu dünyada hakkınızı helal edebilirsiniz. “Helal olsun” diyebilirsiniz. Ancak, kul hakkı yenilen bir insanın kendisi dışında başkaları da mağdur olduysa… Ve onlar, “hakkımı helal etmem” diyorsa.
Kul hakkıyla Ahirete göç etmeyelim dostlar,bugün den itibaren kul hakkına daha çok önem gösterelim,
Allah bizi nefsimizden korusun AMİN.
Çekil Ey nefsim çekil , Hakikate perdesin ... Hakikat başka yerde sen bambaşka yerdesin ... " N.F.K.....