Hayatımla ilgili verdiğiniz siktiğim cevaplarınızı kendinize saklayın. Kimsenin yaşadığı tecrübeyi tekrardan tecrübe etmeme ne gerek var ne de ihtiyacım. Yokluğunuzda yapılandırdığım hayallerimin iskelesini varlığınızda sular altında bırakmanıza asla izin vermem. Sen kendini ne zannediyorsun da yaşadığın o basit ve mutlu hayatını benim acı ve zorluk dolu hayatımla kıyaslıyabiliyorsun. Aynı desteden çekilmiş iki kartın en büyüğü en yaşlıdır. En küçüğü en genci ve güçlüsüdür. Ben küçüğüyüm destenin, sen büyüğü. Hayatınsa sen küçüğüsün, ben büyüğü.

Beynindeki oksijeni beni anlamakla tüketme. Ayağıma ayakkabı olmanı da istemiyorum, ayak bağı olma yeter bana. Adımlarıma ayak uydurman, anlamaya çalışmandan daha tasarruflu olur. Ruhumu kitaplarda aramadım bilhassa hayatın içinde bir bok çukurunda buldum. Yumuşak bir yastığa tercih ettim diken içinde başımı koymayı.

Büyüklerinden duyduğun hikayeleri anlamaya çalışırken küçük beynin, ben kendi hikayemde başroldüm. Rüyalarımda bir ordu kurar ve bilincimin soğuk taraflarına hücum ederdik. Kar savaşlarında sıcak yerine soğuk suya ihtiyaç duyduğumuz bir varlık savaşı. Aptal olma. Sıcak içinde yaşayan sıcak içinde ölür. Sıcak; rahatlık, soğuk; bataklık. Ve bir gün geldiğinde sıcağın sana bataklık olacağını şimdiden söylüyorum. Soğuğunsa rahatlık olduğunu ben zaten biliyordum.

İşte koskoca sandığın hayatın kadar böbürlenirken şu yazdıklarımı bile doğru düzgün okumadın. Çünkü ihtiyacın olmadığını düşünüyorsun. Ama neye ihtiyacın olduğunu da bilmiyorsun...

Çoğu zaman hayaletlerle boğuşuyoruz ama farkında değiliz...
Benim gibi...

Bahattin BERKDİNÇ