AİHM.... (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) Strasburg/Fransa.
AB devletleri ve T.C + birkaç devlet daha dahil oldu.
İsmi üzerinde insan/birey bazlı bir yüksek mahkeme.

AAD.... (Avrupa Adalet Divanı) Luxemburg/Lux.
AB devletleri arasındaki hukuk/anlaşmalar/AB yasaları uyuşmazlıklarını çözme ve konuya ilişkin ön görüş alma amaçlı yüksek mahkeme

UAD.... (Uluslararası Adalet Divanı) Lahey/Hollanda
BM yani tüm dünyayı kapsıyor.
İsmi üzerinde dünya devletleri/halkları arasındaki uyuşmazlıklara bakan en yüksek mahkeme.

Son zamanlarda Türkiye’de hukuk’un çivisi çıktı deniyor. Birileri yargıya çomak sokuyor, bu yüzden hak yerini bulmuyor/adalet tecelli etmiyor izlenimi yaygın.

Yargının ülke dışına uzantısı olarak yukarıdaki 3 önemli kuruluş var.

Soru şu:
AİHM, AAD ve UAD yüksek mahkemelerinin nihai kararlarının yaptırım gücü nedir..?
Verdikleri bir kararı uygulasak ne olur, uygulamasak ne olur..?

Yanıt şu:
Eğer o sisteme girdiysen verilen kararı uygulayacaksın.
Uygulamazsan bedelini ödersin. Bazen anında, bazen zaman içinde. Bazen aleni, çok belirgin; bazen nereden geldiğini anlamadığın bir tokat ile.

Bu kuralı çiğneyemez miyiz..?
Güçlüysen yani maçan yiyorsa çiğnersin. Bunun da anlamı; ekonomik veya silahlı savaş. YANİ KABA GÜÇ.

Kaba güç veya paranın; adaleti saptırmasına yani haksızlıklara engel olunamaz mı..?

Hayır... Kapitalci dünyada engel olamazsın. Yaratılışın hayvanlara mahsus kuralları geçerli. Büyük balık küçük balığı yer.

Evet... Toplumcu dünyada engel olursun. İnsani/ahlaki değerlerin yükseldiği, hayvanlar aleminden farklılığın belirdiği, sınırsız kazanma yarışı yerine dünyanın dünyalıların malı olarak esirgenerek kullanıldığı zaman DÜNYADA ADALET TECELLİ EDER.
Sosyalist yönetimler bunu başarmak amaçlıydı. Ne yazık ki kapitalizm (yani ilkel insanın yani toplu yaşama bilinç ve ahlakı oluşmamış güçlü şeytanın doymak bilmezliği) karşısında şansları yoktu. BİR TARAF KAN DİYORDU, BİR TARAF İNSAN...
İnsan diyen de gelişmemişti yeterince, düşünceyi uygulayanların inançsızlıkları ve kapasiteleri de destekledi toplumcu yönetimlerin çöküşünü.