Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI

yazı

Yorum

yazı

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

578

Okunma

yazı

Nasırlı ellerin el yakmadığı ateşlere dokunurken parmak uçlarım hiç sızlamamıştı yaktığım sarma sigaram.Gece derinden bir zifiriliğini gün batımında sonra saldığında, uzandığım dağ eteğindeki yerler çoktan sararmış otların üzerine.

Yanımdaki cılız pınar hırçın olmasa da kendi şırıltısında ses çıkarırken uzaktaki kayan yıldızlar pınara inat parlaklık çıkarıyordu bu yükseklikte.Az ötemdeki ardıç ağacı gecenin gündüzle karıştığı esintinin etkisiyle kısa dallarını salladığın irkildim.Bir ardıç kuşunun karanlıktaki ürkek uçan kanatlarını görmüştüm.

Üşüdükçe sığınmıştım odun ateşindeki külün yanı başında.Her kayan yıldız ritmik bir saatin dakikliğinde olmasa bile, karanlığın git gide çoğaldığını fark edebiliyordum.Her gecen an daha çok üşümeye başlıyordum.Üşümem artıkça ateşi harlandırmak için attığım odunların yansıması yüzüme yansıması sürse de sırtımdaki soğuk terin omurgamdan aşağı süzüldüğünü hissedebiliyordum.

Dudağımın kuruluğu boğazıma yansırken uzaktan çakal sesleri kulağımı delerdi.Umursamadan yutkunurken korkumu, derin bir nefes daha çekmiştim son kalan sigaramdan.Sürünmeyi göze alarak indim dağ eteğinden kurumuş çayın yandan geçtiği kasabanın kenarına.

İlk ışıklarını gördüm sadece yoldan geçen arabaların farlarıydı.Geri dönüp bakmaya dermanım zaten yoktu. Elim titrediğini anladığımda son gücümü toplayıp kalktım ayağa.


Taşlı yollardan sekip yürüdüğümde,son gücümle çaldım kapıyı.Kapıyı yine Abuzer açmıştı.
“Ne oldu sana salak adam” derken bende burnumdan bıyığıma akan kanının irinlerini boşaltıyordum.O öfkeyle “Alberto işin hizmetçilik bu şatoda unutma hıyar.Sen şu sırtımdaki bıçağı çıkar önce.” deyip sırtıma elimi götürürken, “ Ulan çıkar gülme.” dedim.
Venedikli gondolcu şehirde sularda gezdirirken bizi sırtımdaki bıçakla attım Abuzeri soğuk sulara…


"Kimseye kendimi güldürmemek için klavye yorgunluksuz ısınmak için bir yazı sadece…."




Barut kokulu sıkıştırılmış zamanın terkinde
Sürgün verdi eylül
Altıpatlarlı sonbahar sarı sıktı insanlara
Öncesinde hazırlanmıştı valizsiz göçmen kuşlar


Havada buruk bir ayrılık kokusu
Rüzgarla raksa dalarken kuru yapraklar
Zordu yağmur hazırlığında şemsiyesiz beklemek


Yarım kalmışlığın sancısı tutarken akşamları
İnce bir keman sesinde vuruldu gece
Zifiri bir siyahın içinde ağlarken yalnızdı çoban yıldızı
Katmerleşerek çoğalmaya başlardı üşümeler


Buz tutan odaların kuzeyinde eski sevişme izleri
Körkütüktüm dört duvara arasında ezilirken
Güz dökümü türküler kanatırdı dudağımdaki kelimeleri
O vakit yankılanırdı içten içe yarım kalmışlığın acısı


Firari şiirlerde hep bir eksiklik nasırlaşırdı
Biraz hüzzam biraz hüzün keskin bıçak olurdu sineye
Fırtına yorgunu bir adam ıslak ceketli gezinirdi caddelerde
Saçak arasına sığınan güvercinler izlerdi yoldan geçenleri


Kalabalık bir yalnızlığın nakaratları duyulurdu
Dik yokuşlu sokakların arası daraldıkça daralırdı
Adımlar ağır ağır takılırken kaldırımlara
Boğulurdu parmak uçlarımdaki yağmur
Susardım adı sonla başlayan bir mevsimde
Bahar kim bilir ne kadar ıraklaşırdı











Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yazı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yazı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yazı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
14.9.2012 22:00:26
yorgunmu klavye yoksa senmi yorgun
güzeldi de
saygımlasın evlat
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL