Her insan şanslıdır, bu benim gözümde artık tescillenmiştir. İnsanların kimisi, yaşadığı birtakım buruk ve can yakan olayların kendi bünyesine ağır geldiğini düşünmekte, acı feryatlar ve tehlikeli sitemler ile isyanın kör kuyusuna dalmaktadır. Bu insanların dışında kalanlar ise işin farkındadırlar, onlar daima şükrederler.

Bence bilinmelidir ki şans faktörü herkesin içinde bulunduğu imtihanın vazgeçilmezi, Şeytan ile nefsin en sağlam isyan bahanesi ve insanın takatsiz kaldığı anlarda tekrar tekrar dilediği bir faktördür. Her toplumda şanslı insana imrenilir ve onun ulaştıklarına ulaşamamanın talihsizlik, hatta haksızlık olduğu düşünülür. İşte bu tarz düşünceler, büyük imtihanda kazanmak ve kaybetmek arasındaki en ince çizgidir.

Şansın var olması ya da olmaması insanın hayatını etkilememeli, başka bir deyişle insan hayatındaki her eyleme şansı karıştırmamalı, başarısızlıkların sonucunu şanssızlığa değil; az çalışmaya, düzensiz çalışmaya bağlamalıdır. Örnekleri çok olmakla birlikte gerçek manada çalışan her birey kazanır, elbet bir meyve yer. Çok çalışan insan, çok şanslı insandan yüzlerce adım önde ve çalışmasının verdiği ilim ile şansın ne olduğunu bilmektedir.

Salih Duysak