16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
5197
Okunma

Bir dostun sayfasında gördüm o resmi
Ne kadar güzeldi, beni nerelere götürdü, eskiye uzun yıllar ötesine.
Ninelerimizin dedelerimizi yaşadığı o güzel hür günlere, ne güzeldi o günler dostluk vardı komşuluk vardı saygının tavan yaptığı ,sevgininse bolca dolandığı yıllardı o yıllar.
Tarlası olup ta dikti mi buğdayını bekler yeşersin ve başak olsun diye nasıl salınır yeşil buğdaylar rüzgar da aralarında gelincikler kızarır kanayan yaralar gibi durur mu papatyalar
Sarışın kızlar gibi sarı gözlü ,anlatılmaz güzeldir
Rüzgar savurur saçlarını dolanır ken tarlalarda
Ve gelir başakların sararma zamanı altın sarısına bürünür o güzelim yeşil başaklar.
Biçen adamlar neşe dolu sallanır oraklar, iki öküzün çektiği sabanla döne döne ayrılır buğdaylar savrulur samandan ayrılsın diye mis gibi koku salar samanın buğdayın kokusu
Mutludur köylü doldu mu buğdayla kileri imeceyle yapılır bu işler bu gün bana yarın sana
Dostluğun kardeşliğin komşuluğun paylaşması
Şimdi her şey kolay makine lar la yapılıyor ekimde biçimde düğmesi de yok öyle imece usulu yok öyle güzelliği.
Tadı yok artık yaşamanın eski insanların mutluluğu
Taş yığını evler birbirini bilmeyen komşular sevgisiz yaşayan internet çocukları
Hangi sokakta top oynayan çocuk var hangi çocuk biliyor çelik çomak nasıl oynanır
Nerde eski oyunlar ah dedim bir resim beni nerelere götürdü.
Saygılar okuyan can dostlara