Kaç gündür uçağımızın nasıl düştüğünü konuşuyoruz, elimizden gelse kendi düştü deyip işin üstünü kapatacağız.
Kafamızdaki karışıklık gitmiş, giderilmiş değil, delinin biri uçağımızı düşürdü ama kırk akıllı onu kuyudan çıkartamadık açıkçası.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinin yıllardır üstünde çalıştığı ve bazen ortaya çıkan ve bazen de gizli yürütülen farklı teknolojiler mevcut, ses sinyalleriyle bazı cihazların uzaktan etkilenmesi, elektromanyetik dalgalarla uçakların düşürülmesi, uzaktan kontrol edilmesi, bazı frekans düzeyleriyle düşünce kontrol çalışmaları ve uzaktan dalgayla işkence gibi örnekleri çoğaltabiliriz.
Ülkemizde mesela Salih Mirzabeyoğlu isimli İslam Mütefekkirinin uzun yıllardır uzaktan zihin kontrolü ve uzaktan dalga göndermek suretiyle işkenceye maruz bırakıldığını artık bilmeyeniniz de kalmadı.(Telegram)
Hatta daha bariz bir örnek daha verebiliriz; Başbakanlığı döneminde Turgut Özal’ın da buna benzer bir yöntemle uzaktan etkilendiğine dair veriler mevcuttur.
Anlatılanlara göre Özal, kendi konutundayken aşırı derecede sinirli, huysuz ve saldırgan olmaya başlamıştır, tüm incelemelere ve muayenelere rağmen doktorlar hiçbir şey bulamamışlardır.
Lakin kendi konutunda sürekli azarlayıp terslediği kişilerle Özal’ın konut dışındaki alanlarda çok iyi ilişkiler içinde olması dönemin askeri istihbaratının gözünden kaçmamış, ve uzaktan elektromanyetik bir etkileşim olabileceği söylenmiştir.
Özal’ın konutunda yapılan teknik analiz sonucu geldiği yön belli olmayan çok yüksek düzeyde sinyaller fark edilmiş, Özal hemen farklı bir eve taşınmıştır.
Akabinde Özal ani bir şekilde düzelmiştir.
Konu hakkında açıklama yapan askeri bir yetkilinin söylediklerine göre; insan beyni her bir ruh hali için bir dalga göndermekte, örneğin sakin ve uykusu gelen insanın beyin sinyalleri gayet az ve düşük düzeylerdeyken, sinirli ve dikkat kesilmiş yani uyarılmış bir insanın beyni ise yüksek düzeyde frekans yayıyor. Yani düşüncemize göre bir sinyal yayıyor beynimiz.
Buradan hareketle etkilemek istedikleri insana örneğin sakin ve yumuşak huylu bir insana uzaktan sinirli hali sağlayacak sinyaller göndererek o insanın istenilen psikolojik duruma getirilmesi gayet mümkün.
Salih Mirzabeyoğlu örneğinde de belirttiğimiz gibi uzaktan beyne gönderilen sinyallerle insanların belirli düşünce ve davranışlara itilebilmesi pek ala mümkün.
Yine konuya dair uzmanların açıklamalarına göre uzaktan belirli bir noktaya sinyal göndererek belirli ölçülerde o alanda etkileşim mümkün, daha önce CASA tipi askeri uçaklarımızın da bu şekilde düşürülmüş olabileceği açıklanmıştı.
Hatta ülke içinde bazı gizli operasyonlar yapan bordo bereli bazı askerlerin ilerde konuşmamaları için CASA tipi uçakla seyahat ederken uçağın uzaktan sinyal ile düşürüldüğü, 34 bordo berelinin öldürüldüğü konuşulmuştu medyada.( 90’lı yıllar)
Şimdi bu örneklerden sonra frekans göndermek suretiyle bir uçağın düşürülmesinin gayet mümkün olabildiği, bunun bir komplo teorisi olmadığı, aynı şekilde yazılım ile de uçağın düşülmesinin mümkün olabileceği, bu teknolojileri ülkemizde Milli olarak geliştirmek isteyen Aselsan mühendislerimizin ilginç bir biçimde intihar ederek öldükleri ortadayken, bu kadar saf bir biçimde işi füze veya uçaksavara indirgemeye çalışmak asla akıllıca değildir.
Füze ve uçaksavar da olabilirdi ama Genelkurmay bunun olmadığını açıkladı, yani algılayamadığımız bir şekilde düşürüldü uçağımız.
Uçağımız düşürüldü beyler; ve biz 20 gündür hala düşmanımızın silahını tanımıyoruz, tanımak istemiyoruz, düşmanın silahına göre silahlanmayı emreden Peygamberimizin ( SAV) emrini anlamıyoruz. Anlamak istemiyoruz.
Ya düşmanın silahına göre silahlanır bu teknolojik yarışta yerimizi alırız, ya da daha böyle çok yazılar yazarız.
Delinin biri uçağımızı bir kuyuya attı, kırk akıllı hala uçağı çıkaramadı.

Tunar Çalışkan