5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
826
Okunma

Ellerim kelepçeli ayaklarımda pranga her mahkumun giydiği potakal rengi üniforma giymiştim tazikli suyla anadan üryan basınçlı suyla duş aldıktan sonra.
Arkamda duran kadın elindeki siyah jopun ucuyla sol omuzuma dürterek iterken hücreye paslı parmaklıkların kokusuyla o zaman tanıştım. Canım karanlıkta dinlenmek istiyordu hücre iyi gelecekti bana. Bu yüzden o gardiyanı ani bir dönüşle kelepçelerimle boğarken dudaklarından öptüm.Hemde çok tutkulu.
Diğer hücrede izleyenler bizi eskiden kalma bir sevgilim sanmıştı bu kadın gardiyanı. Oysa ben onu son kadını son kez öpmek için öpmüştüm. Birde kelepcemin zincirleri gırtlağındaki sesleri boğmak için dudaklarını sıkıca öptüm.O da beni.
Onu ben o zaman kurtardım suç işlemediği Alkatras’tan. İki açık mavi renk giymiş erkek gardiyan beni yüz üstü yere yatırmadan önce kadının kopardığım dudaklarını ve emdiğim kanları onların üzerine tükürdüm.
O an beni deli sandıklarından adım kadar emindim.Çünkü gözlerinden okudum korkularını. İri yarı olan çoktan kafamın ortasında bir yarık açmıştı. Ona gülümserken burnumun kıvrımından gelen kendi kanımı doyasıya içitim.
Ona güldüm bana merhametli davrandığı için. Diğer salak gardiyan sol böğrüme tekme savurdu ben yerde yatarken. Gıdıklandım güldüm. Ben gülerken diğer hücrelerde az önce gülenler aniden susmuştu.
Ben bana tekme savurana en sertini vurması için yalvarıyordum. En kibar vuruşlarına kızıyordum. Kırılan kaburgalarıma inat dişimle dudağımı kanatmıştım. Ne de olsa ikinci avımı bulmuştum.Yerde yuvarlanırken zincirli ve sancılı inilti çıkardım.
Her tarafım morarmış kaslarla doluydu göremesemde. Bilerek iniltilerimi artırdım.Gücümün son el hamlesiyle bir şey söylemek istediğimi belirttim parmaklarımla.Bana tekme savuran gardiyan eğidiğinde duymak için kanli dudaklarıma yaklaştırmıştı kulaklarını.
Kulakları çok güzedi duymak için ama ben dişimle koparmadan önce. Ben o işi yaparken kafamda patlayan son jopla bayılmışım.Gözümü karanlık hücrede actım. Derin bir nefes aldım. İstediğime ulaşmıştım.
Patates lapaları hücrenin demir kapısından aşağı itilerek bana verilmeye başladı.Her seferinde ayak topuklarım tuzak kurup bekledi.Bana sunan o parmakları ezmeyi. Onlar olmayınca bende duvarları yumruklamaya başladım bir boksör gibi. Sakallarım uzamıştı.Aynada bakmadan anlıyordum.Çünkü ellerim de uzuyordu...