2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
739
Okunma
SEVGİLİLER GÜNÜ YAKLAŞIRKEN
Dr. Sadık ÖZEN
14 Şubat “Sevgililer Günü”. Erbakan Hoca’nın deyimi ile bir “Batı Taklitçiliği”. Ama ister taklitçilik olsun isterse gerçek olsun, sevgilerin dile getirilmesi ve paylaşılması açısından güzel bir gün. Ben de bu vesile ile sevgi ve sevgili hakkında birkaç söz etmek istiyorum.
Hiç şüphesiz yeryüzündeki en yüce duygudur sevgi. Yeter ki insanlar gerçek sevgiyi bulabilsinler ve birbirlerini kandırmasınlar. Yeter ki temeli çıkar ilişkilerine dayanmasın ve aldatmak için kullanılmasın. O takdirde sonsuza kadar uzanır ve mutlulukların kaynağı olur. Aksine bir durumdaysa; çekilmez olur sevgi. İnsanları karamsarlığa iter, acı ve hüsran yaratır, mutsuz eder. Ne yazık ki günümüzde, bu tür olumsuz şeylerle çok sık karşılaşılır oldu. Sevgi, zehir olup insanların içine akıyor ve dünyalarını karartıyor onların.
Sevgi evrenseldir. Bütün dünya insanları arasında önemli bir bağdır. Afrika’nın en ilkel kavimlerinde yaşayan küçük bir çocuğu, en büyük olanaklara sahip ülkelerin insanlarıyla buluşturur ve aralarında ortak yönlerin oluşmasını sağlar. Bu yönüyle insani değerlerin başında gelir sevgi. Bazen temeli acıma duygusuna dayanır, yoklukların, üzüntü ve sıkıntıların paylaşım aracı olur. Bazen de dayanışmanın, geleceğe güvenle bakmanın ve mutluluğun kaynağı…
Sevgili; çiftler arasında sevgiyi paylaşan iki kişiden biridir. Gerçek sevgiyi tatmayan kişi sevgili olamaz. Sevgili olmak; dürüst olmayı, vefalı olmayı, aldatmamayı, yalan söylememeyi, şefkatli, hoşgörülü ve özverili olmayı gerektirir. İnsanları kandırarak sevgili olunamaz ve gerçek bir sevgi bağı kurulamaz. Sevgide salt bağımsızlık söz konusu değildir. Çünkü sevgi en az iki kişi arasında paylaşılan bir duygudur. Paylaşıldıkça kuvvetlenir ve ömrü uzar. Bencilliği asla sevmez. Uğruna katlanılan fedakarlık ölçüsünde değerlidir.
Sevgi ile aşk birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü aşkta cinsellik ve ihtiras vardır. Bu duygular geçici ve yanıltıcı olabilir, ihanetle ve hüsranla sonlanabilir. Sevgililer bu hususa dikkat etmelidir. Duraklarda öpüşmek, parklarda sevişmek, bilinçsizce ve sorumsuzca yatağa girmek, gerçek sevginin gerekleri değil, cinsel dürtülerin, iradesizliğin ve duygulara yenik düşmenin sonucudur. Bu gibi durumlar; son yıllarda, “beraberlik” veya “hayat arkadaşlığı” gibi yapay isimler altında, evlilik dışı yaşamların artmasına neden olmaktadır. Böylece, geleneksel aile yapımıza ters düşen gelişmeler söz konusu olup, meydana gelen yozlaşma toplumumuzun geleceği açısından büyük tehlikeler içermektedir. Batı taklitçiliği diye adlandırılabilecek şey işte budur. Gençlerimize bu gerçeği anlatabilmek için çaba ve yol gösterici olmanın, önceki kuşakların önemli bir görevi olduğunu düşünüyorum.
Sevgililer gününde sevgilisine bir armağanda bulunmak kesinlikle güzel bir şeydir. Ancak pahalı hediyelerin yanıltıcı olabileceği unutulmamalıdır. Söz konusu olan yapılan armağanın maddi değil manevi değeridir. Sunulan bir kır çiçeği, içtenlikli bir bakış, ellerin sıcak teması, kalplerin birlikte çarpması ve aynı anda aynı şeyleri düşünmek, sevgiliye verilebilecek en değerli armağandır.
Sevgi sadece karşı cinsler arasındaki duygu yoğunluğunun ötesinde çok daha geniş boyutlu bir kavramdır. Allah sevgisinden aile bireylerine ve vatan sevgisinden ülkeler arasındaki dostluklara kadar birçok şey bu kavramın içindedir. Sevgi; bireysel olduğu kadar, aile ve toplum, ülke ve ulus içindeki huzur ve mutluluğun en önemli unsurudur. Bunu sağlamak ise bireyler kadar devleti yönetenlerin görevidir. Zaman zaman bu eksenden uzaklaşıldığını görmekteyiz. Son günlerde ülkemizde yaşananlar bunun acı bir örneğidir. Politik amaçlarla ortaya atılan türban meselesi, toplum huzurunu bozmuş, aile içinde bile sevgi bağlarını zaafa uğratabilecek bir tartışma ortamı ve gerginlik yaratmıştır. Tedirginlik yaratan atışma ve tartışmaların bir kenara bırakılarak yapılan yanlışlıktan dönülmesi ulusumuzun hayrına olacaktır. Aksi halde ülkemizi büyük tehlikeler bekliyor. Ulusal birliğimizi korumak zorundayız. Bu gerçeği hepimiz görmeliyiz.
Bütün sevgililere, batı taklitçiliğinden uzak, içtenlikli, sevgi, umut ve güzellik dolu nice yıllar diliyorum.