Bugün uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm "Alacakaranlık-Tutulma" filmini izledim. Filmden aktarılacak çok şey var ama önce aklıma ilk gelen olayı söyleyeyim...Bir kaç yıl önce tanıdığım ve değer verdiğim bir bayan arkadaşım, profilinde bir yazı paylaşmıştı, aynen şöyleydi o yazı: "Alacakaranlık filmindeki gibi bir aşk istiyorum". Filmin bugünkü bölümünü izlerken başroldeki kadın sevgilisi yokken, bir başka erkekten kendisini öpmesini istiyordu. O an bahsettiğim o bayan arkadaşımın neden "Alacakaranlık filmindeki gibi bir aşk istiyorum" dediğini anladım, "Sanırım istediği böyle bir aşk" diye düşündüm...

Şimdi sıra filmden repliklerde:

Kadın: Gitme, kal!
Erkek: Bana bir tane iyi neden söyle
Kadın: Çünkü seni kaybetmek istemiyorum
Erkek: Yeterince iyi değil..

Bir başka replik de şöyleydi:

Erkek: Senin bana olan hislerini sana kabul ettirmek kolay olmadı
Kadın: Onlarla hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini bildiğim için savaşmıştım. Beni sevdiğini biliyorum
Erkek: Bunun yeterli olmasını o kadar çok isterdim ki..

Filmin bir yerinde kurtadam olan genç yaralıydı, kadın onu ziyarete gitmişti. Aralarında geçen konuşma şuydu:

Kadın: Tekrar gelmemi ister misin
Erkek: Biraz zamana ihtiyacım var ama her zaman bekleyeceğim
Kadın: Ta ki kalbim durana kadar
Erkek: Belki ondan sonra bile..

Ve son replik:
Erkekle kadın evlenmeye karar verirler, kadın çok heveslidir, erkek ise bu kadar aceleye gerek olmadığını düşünür.

Erkek: Aceleye gerek yok
Kadın: Ben hayatımı seçtim, yaşamaya başlamak istiyorum

Filmden aklımda kalanlar bunlardı. Bana sorarsanız; Bazen tek bir yol yoktur önümüzde, bazen önümüzde bir kaç seçenek birden vardır. İnsana yakışan ise bu seçeneklerin tamamına değil, sadece bir tanesine sarılarak devam etmektir. Aşk, her önüne gelenle değil, en çok hak edenle güzeldir bence. Bir gün biri derse ki :"ALacakaranlık filmindeki gibi bir aşk istiyorum" işte o vakit, bırakın gitsin. İnanın bana, siz onun tek seçimi değilsinizdir çünkü.