Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL

BABAMIN EŞİ ÖLSÜN - 10

Yorum

BABAMIN EŞİ ÖLSÜN - 10

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

755

Okunma

BABAMIN EŞİ ÖLSÜN - 10

BABAMIN EŞİ ÖLSÜN - 10


- Komunizm , aslında bir ütopyadır ! Yani, gerçekleşmesi mümkün olmayan hayâldir, diye söze başladı Kemal Bey.

- Nasıl yani, diye merakla sordu Halil.

Sonra Ece hanım da söze girdi.

- Aslında çok iyi niyetli bir rejim modelidir. Fakat, Sovyetler Birliği’nde bile gerçekleştirilememiştir. Asla da gerçekleşmeyecektir.

Kemal bey :

- Sermaye, patron, zengin, yoksul diye bir şey tanımaz Komunizm. Herkesi eşit sayar. Herkes yeteneğine, gücüne, cinsine uygun işlerde çalışarak üretir. Elde edilen üründen, imkânlardan herkes eşit olarak yararlanır.

Ece hanım :

- İnsanlar, parasızlıktan doktora gidemez, ilâç alamaz, tedavi olamaz, ev alamaz, kira ödeyemez, okuyamaz, faturalarını ödeyemez diye bir şey yok ! Tüm hizmetleri halka devlet veriyor.

Kemal bey :

- Kimse mülk sahibi, sermaye sahibi falan değil. Her şey devletin. Evinin bahçesindeki ağaçlar, hatta tavukların bile devletin. Fakat sen onlara bakmakla yükümlüsün ve yararlanma hakkın var.

Halil burada söze atıldı.

- Çok güzel aslında !

Ece Hanım :

- Elbette çok güzel ama uygulanması mümkün olmadı ve olamayacak da !

- Peki ama neden ?

- İnsanoğlunun çok önemli bir zaafı var da ondan. Her toplumda , her rejimde mutlaka birileri gücü ele geçirip yönetime sızıyorlar. İşte onlar kendilerini halkla eşit olmayı asla kabullenemiyorlar. Halkı sömürme yoluna sapıyorlar. İşte burada da Komunizm bitiyor zaten !

- Yazık, çok yazık, diyebiliyor çocuk. Sonra da aklına takılan başka bir soruyu soruyor.

- Benim anlayamadığım bir şey daha var. Niçin, özellikle ülkemizde ve özellikle de Ülkücüler Komunizme ve Komunistlere bu kadar kin duyuyor ? Komunizmi neden o kadar kötülüyorlar ? Ahlâksızlık Komunizmin neresinde ?

-Suçlu olan elbette Komunizm değil Halil, diye cevap verdi Ece Hanım. Suçlu Komunizmi gerçekleştirmeyi vaad edenlerin, o zamanlar özellikle gelişmemiş ülkelerde çok sustimal edildiğine inanılan din olgusunu tamamen yaasklamaya kalkışmalarıdır.

Kemal Bey :

- Sovyetler Birliği’ne bağlı çok sayıda Türkî devlet vardı. Bunların da büyük bir çoğunluğu Müslümandı. Camiiler yok edildi, Kur’anlar toplanıp imha edildi, ibadet yasaklandı, sünnet bile yasaklandı.

- Ama saçmalık bu !

- Saçmalığın daniskası hem de !

- Sonunda Sovyetlere bağlı ülkelerin dış dünya ile ilişkileri en düşüğe indi. Bu ülkelere ’ Demir perde ülkeleri ’ dendi. Komunizmin ilk aşaması olan Sosyalizm bir ölçüde gerçekleştirildi hepsinde. Herkes üretmek zorunda oldu. Kimse mülk sahibi olmadı. Kimse tedavisiz, ilâçsız, okulsuz, evsiz kalmadı.

- Fakat hiç biri de gelişemedi bu ülkelerin. Halkları yoksulluktan inlemeye başlarken yönetimi ellerine geçiren zümreler refah içinde yaşadılar. Rejime karşı ayaklanmak isteyenlere ve dinlerini, inançlarını gizlice yaşamak isteyenlere zulmettiler.

- Gün geldi, Sovyetler Birliği dağıldı. Ülkeler birer birer bağımsızlıklarını ilân ettiler. Din yeniden yaşanmaya başladı. Dış dünya ile yeniden ilişkiler kuruldu. Fakat çoğu yine de Rusya’nın etkisinden kurtulabilmiş değil.

- Şimdi bazı şeyleri ben de anlayabiliyorum. Komunist deyince dinsiz demeleri bu yüzden. Oradaki Türklere yaptıkları zulümden dolayı da özellikle Türk Milliyetçilerinin ve Ülkücülerin düşmanlığı buradan geliyor.

- Fakat ortada bir yanlışlı yok mu ? Kötü olan Komunizim mi yoksa onu bahane ederek dini yasaklayan Sovyetler Birliği mi ?

Konunun bayağı derinleştiğini hatta kendini aştığını anlayan çocuk, yerinden kalkarak,

- Hepinize çok teşekkür ediyorum. Kafam ne kadar karışsa da oldukça aydınlandım bu konuda. Sizi tatil gününüzde kendi sorunlarımla meşgul ettiğim için çok özür dilerim.

- Ne demek oğlum. Her zaman bekleriz. Yine gel tamam mı ?

Gözleri kıza takıldı Halil’in. Acaba o da tekrar gelmesini ister miydi ?

- Gel bakalım sana ünlü bir Türk Komunistin kitabını vereyim bu defa, deyip bir Nazım Hikmet kitabı uzattı Ece Hanım.

- Çok teşekkür ederim Öğretmenim.

- Yalnız bu defa okulda değil de evde oku. Başkaları pek görmesin olur mu ?

- Merak etmeyin Öğretmenim.

Kapıdan Sevim uğurladı. Son olarak onunla tokalaşırken yine elleri hatta dudakları bile titredi..

Yolda yürürken iki soru sordu kendisine :

- Sevim’e âşık mı oluyorum ?

- Ben bir Komunist miyim gerçekten ?

Devam edecek

Fikret TEZAL

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Babamın eşi ölsün - 10 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Babamın eşi ölsün - 10 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BABAMIN EŞİ ÖLSÜN - 10 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
inci*
inci*, @inci-
6.7.2012 09:09:04
:)))
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL