1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1061
Okunma

sen kimsin…
Taa ilk günden bu yana, seni her gördüğümde… ne biçim bi insan dedim, havalı, kendini beğenmiş, kendinden başkasını düşünmeyen, asi, isyankar, hırslı, vahşi bir güzellik vardı içinde senin …
agayla konuştuk senin hakkında, canavar gibi dedik.
zamanla tanımaya başladım, güleryüzlü, şen şakrak bir yüz…
Ne güzel bir gülüş, insanı alıp götüren ötelere…
Her gülüşün altında bir gizem, bir bilinmezlik, bir isyan, bir meydan okuma!!!
Kime, niye, nasıl ???, tüm sorular cevapsız gülüm, cevapsız canım…
Hastalandım kapıma gelen yok… ülküsü olmayan bir ideolog gibi bekledim seni, bir telefon da yok…
bir büktün bükçe dilinle ne yapacağımı bilemedim.
Kıvrandım geceler boyu, ben teni değil seni istedim…
Tende olan değil, benim talip olduğum sende olandır… yüreğine talip olduğumsun sen… hani demiştin ya: “size aşık olmasın sizdekine aşık olsun” diye, yemin ederim onun gibi…
Sıcacık, içinde duygu yüklü olan yüreğini…
Başkada hiçbir şey istemedim.
Hiçbir şeyyyy… bak “y” dört tane, tıpkı kol düğmelerin yanındaki dört beyaz semazen gibi…
Teşekkür ederim verdiğin yüreğe… yüreğin ne kadar taze, ne narin, minicik… aman tanrım nasıl bir yürek bu…
Küçücük, ufacık, çok küçük.
Hani ya insanın yüreği sol yumruğu kadardır diye,
Senin sol yumruğun bu kadar mı?
Ya da insan değilsin, tabi yaaa!!! sen insan değilsin.
Sen gerçeksin, benim gerçeğim, küçüğüm, bi tanem, canımsın…
Sen gerçeksin gerçek…
Hem de rengin kadar gerçek…
Küçük mavim.
...