2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
960
Okunma

Ne kadar çok kullanırız bu sözcüğü
-“Bir dakika”
Oğlumun okuduğu Şehremini Anadolu Lisesi’nden bir kız arkadaşı geçtiğimiz günlerde okula gitmek için , caddeden karşıya geçerken otobüs çarpması sonucu ağır bir şekilde yaralandı ve hastaneye kaldırıldı.Tam karnelerin dağıtılacağı günde de kaybettik.
Kızın adı Sevi Karahan. İstanbul trafiğini bilenler bilir. 25 yıl boyunca gittiğiniz bir yolda , iki defa aynı süreyi kullanmış olamazsınız. Bunun içindir ki Sevi’nin ölümü daha bir acıdır.
O “bir” dakikayı değiştirebilecek yüzlerce engele rağmen , o “bir dakika” da yaşamını yitirecek olayı yaşamıştır.
Oysa evinden çıkarken telefonunu unutmuş, geri dönmüş olabilirdi. Trafik daha yavaş , ya da daha hızlı olabilirdi. Arabanın önüne kedi çıkabilirdi. Canı yolda bir simit çekebilir, yolda bir arkadaşını görüp selam verebilir, trafik lambası bozuk olabilir , magandanın biri olmadık bir yerde arabalarının önünden geçebilirdi.
Arabada çalan müziği çok beğenip : “Anneciğim şunun sesini biraz daha açabilir misin ?” diyebilir , sesi açmaya çalışırken annesi “ bir dakika” kaybedebilirdi.
Hiç biri olmadı . Belki de o kadar çok şey oldu ki , bütün “bir dakika” artıları bütün “bir dakika” eksileri götürdü.
Artık ne Sevi , ne ailesi , ne de arkadaşları o “bir dakika” nın bundan sonraki yaşama yansımalarını göremeyecek. O sadece “bir dakika” yanlış bir yerdeydi.
Yaşam sadece “bir dakika” içinde bitip gidiyor. Biz o “bir dakika” ya ölüm , geride kalan dakikalara ise yaşam diyoruz. Geride kalan dakikaların “bir dakika” ların toplamı olduğunu
ise hiç düşünmüyoruz.
Bütün “bir dakika” larınızın doğru yerlerde geçmesi dileğiyle.