Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
recep şen
recep şen

BİR FARKIMIZ OLSUN

Yorum

BİR FARKIMIZ OLSUN

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

837

Okunma

BİR FARKIMIZ OLSUN

Zaman su gibi akıp giderken, ömür ağacı da bu arada yavaş yavaş yapraklarını döküyor. Gündüz geceyi, gece gündüzü kovalayıp duruyor. Kolundaki saati geri almaya muktedir olan insanoğlu, geçen zamanı geri getirmeye muktedir olamıyor. Yaşadığımız günler bir daha geri gelmiyor. Keşkeler de fayda vermiyor bu saatten sonra.

Geriye dönüp şöyle bir baktığımızda şaşırıp kalıyoruz. Daha dün çocuktuk öyle değil mi? Hiç bitmeyecek sandığımız gençlik yılları hani nerede? Ne vakit saçlarımıza aklar düştü? Meğer ömür ne kadar kısaymış! Meğer biz ne kadar aldanmışız da farkında değiliz! Olan biteni bihaber seyredip duruyoruz. Her şeyi şuursuzca ve manasızca tüketiyoruz. Artık toparlanma vakti gelmedi mi dostlar?

Şu yaşımıza gelene kadar nicelerini toprağa verdik. Dostlarımızın, yakınlarımızın cenaze namazlarında saf tuttuk. Onları ellerimizle kabre indirdik, dualarla üzerlerine toprak attık. Ama hiç mi hiç, bir gün kendi tabutumuzun içine uzanacağımız aklımıza gelmedi. Eğer aklımıza gelseydi yaşadığımız günler çok farklı olmaz mıydı? Eğer aklımıza gelseydi çevreyi kirletebilir miydik? Eğer aklımıza gelseydi insanları incitebilir miydik?
Vakit bu vakit dostlar, dem bu dem canlar! Artık dönülmez bir seferdeyiz. Başımızı iki elimizin arasına alıp muhasebeye koyulmalıyız. Artılarımızın, eksilerimizin dökümünü yapmalıyız. Bir göz atmalıyız hesabımıza. Hep ekside değil mi hesabımız?

Cürm-ü isyanla geçen günlerimiz için gözyaşı dökmeliyiz. Kırdığımız her kalp için, belki yüzlerce kırık kalbi tamir etmeliyiz. Bunca gaflet dolu yılların tövbesine yeter mi bilmem yapacaklarımız? Açlara, mazlumlara, gariplere, yetim ve öksüzlere el uzatmalıyız. Bizi bekleyen binlerce el var etrafımızda! Aman bana ne diyebilir miyiz bunca muhasebeden sonra? Hangi vicdan bana ne diyebilir ki?

Zengin bir medeniyetin çocukları olarak bizler, sıradan yaşamamalıydık hayatı. Bir farkımız olmalıydı bizim başkalarından. Hep atalarıyla kuru kuruya övünen insanlar olmamalıydık. Onlar gibi yaşamalıydık dik ve onurluca. Kâl (söz) ile değil, hâl (davranış) ile göstermeliydik kendimizi. Onların ürettiği değerlerin üzerine artı değer katmalıydık. Sanat ve estetiğin zirvesi Mimar Sinan bu çağda da yaşamalıydı.

İnsan hayatı kısa, evet hem de çok kısa. Gelin bu çok kısa ve fâni olan hayatımızı bâkileştirelim, ebedileştirelim. Nasıl mı? Fani hayatımızı milletimizin ve insanlığın hizmetine adayarak tabii ki. Hani bir ecdat sözü vardı hatırlayın. At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır. Biz ölürsek geride ne kalacak hiç hesap ettik mi dostlar? Son model arabalar, evler, yazlıklar, altınlar, paralar mı kalacak yoksa bizden geriye? Bu mu bizim şanımız?
Biz göçer gideriz bu yalan dünyadan günü saati geldiğinde. Ama her şeye rağmen insani değerlerin son limanı olan bu millet ve onun eseri olan Türk Medeniyeti kıyamete kadar yaşamalı. İnsanlığın geleceği ve esenliği için yaşamalı. Bu aziz milletin Yunusça bakış açısı daim olmalı ki insanlık huzur bulsun. Bu da vatanperver insanların fedâkârâne gayretlerine bağlı. Çanakkale’deki, İstiklâl Harbindeki gencecik yiğitlerin gayretlerini ve ölüme bir başka mana katan o yiğitlerin sevdasını unutmayalım. Onların sevdasından bir zerre yok mu bizde? Onların da eşi vardı, çocuğu vardı, yavuklusu vardı, yarınlara dair hayalleri vardı. Söz konusu vatan olunca hepsini geride bıraktılar.

Bırakalım artık boş ve fani sevdaları, ucuz hesapları! Ülkemiz için bir tuğla daha fazla koyalım, bir saat daha fazla çalışalım. Ülkemizin yarınları için artı değer üretelim. Şu bencilliği, nemelazımcılığı bırakalım artık!

Gün bugün, yarın çok geç olabilir. Eyvah demeden bugünü iyi değerlendirelim. Bugün bir fark ortaya koyalım! Dünden farklı olsun bugünümüz. Yanlış yapmayalım, yanlış yapanı da uyaralım! Bizi uyaran dostlarımıza da gücenmeyelim. Kırmadan, dökmeden uyaralım. Çünkü hep kardeşiz. Vatan bahçesinin çiçekleriyiz hepimiz. Bu çiçekler yaşamalı. Bu çiçekler her dem taze kalmalı.

Bu akşam evimize gittiğimizde küçük yavrumuzu kucağımıza alalım, bakalım bize yarınlar için neler söyleyecek?
NOT DİĞER YAZILARIMIZI AŞAĞIDAKİ LİNKlLERDEN OKUYABİLİRSİNİZ.
NOT:Bu yazı, kişisel sitem "www.recepsen.com" ve bafrahaber portalı "www.bafrahaber.com" da da yayınlanmaktadır.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir farkımız olsun Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir farkımız olsun yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR FARKIMIZ OLSUN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ali ÖZKANLI
Ali ÖZKANLI, @aliozkanli
17.2.2008 17:17:03
...
Cürm-ü isyanla geçen günlerimiz için gözyaşı dökmeliyiz. Kırdığımız her kalp için, belki yüzlerce kırık kalbi tamir etmeliyiz. Bunca gaflet dolu yılların tövbesine yeter mi bilmem yapacaklarımız? Açlara, mazlumlara, gariplere, yetim ve öksüzlere el uzatmalıyız. Bizi bekleyen binlerce el var etrafımızda! Aman bana ne diyebilir miyiz bunca muhasebeden sonra? Hangi vicdan bana ne diyebilir ki?
...

Yüreğinize ve kaleminize sağlık efendim. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Rabbime emanet olunuz. Kalbinizden sevgi, yüzünüzden tebessüm, dilinizden güzel sözler eksik olmasın. Hoşça kalın, dostça kalın.
Olgun Ekinci
Olgun Ekinci, @olgunekinci
8.2.2008 15:07:18
Realist yazıyı keyif ve ibretle okudum.
Yazan kaleme ve emeğine sağlık...bazı yerleri daha türkçe olsaydı diyede sadece sesli düşündüm.

Kutladım yazarı...sevgiyle..
emre_onbey
emre_onbey, @emre-onbey
8.2.2008 14:06:14
Zengin bir medeniyetin çocukları olarak bizler, sıradan yaşamamalıydık hayatı. Bir farkımız olmalıydı bizim başkalarından. Hep atalarıyla kuru kuruya övünen insanlar olmamalıydık. Onlar gibi yaşamalıydık dik ve onurluca. Kâl (söz) ile değil, hâl (davranış) ile göstermeliydik kendimizi. Onların ürettiği değerlerin üzerine artı değer katmalıydık. Sanat ve estetiğin zirvesi Mimar Sinan bu çağda da yaşamalıydı.

hocam yüeğinize sağlık...kalem tıkırtılarınızdan duygularınız damladı içime....

sevglerle...başarılar...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL