Taklit

Taklit eden tüm potansiyelini taklit ettiğine verir. Çünkü asıl tektir. Yani bir şey ya asıldır ya da taklit… Taklit etmek kendi potansiyelini başkasına gönüllü vermektir.

İman konusunda taklitte kalanların sağlam bir imanları olduğu söylenemez! Atalardan devir alınan öğretilerin içselleşmeden yüzeysel taklit edilmesine “Taklidi İman”; kişinin öğrendiklerini içselleştirmesi ve kendi öz inancı haline getirmesi ise “Tahkiki İman” (hakiki iman) dır.

Taklit bir çeşit tembellik ve kolaycılık hastalığı gibidir. Taklit etmeye alışmış bir toplum kendi aslı olamaz ve tüm potansiyelini taklit etmeye çalıştığı topluma verir. Tüm gücünü ve potansiyelini başka bir toplumu taklit için harcayanlar, ne kaybettiklerini anladıklarında Cehennem’i yaşayacaklar. Taklidin sevimli, şirin görünümü arkasında yokluk, inkar saklıdır.

Başka bir toplumu eksiksiz taklit etmeye çalışan geri toplumlar, aslını inkar ederek kendilerine zulmeder. Başka bir toplumu eskide kalmış kıyafetinden tutun diline ve dinine kadar tüm ayrıntıları ile taklit edenler, o toplumun yenilerinden dahi ileri giderek “Kraldan çok kralcı” kesilirler. Yabancı bir dili kutsayıp, manasını dahi bilmeden, yüzünden öğrenip toplumda caka satanlar veya sadece taklit ederek kendilerini kandıranlar; başkalarını da aynı aldanmanın içine çekerler.

Son zamanlarda “Sanat” adı altında sunulan, yarışmaları düzenlenen ses ve görüntü taklitlerine dikkat! Burada taklit edenler, taklit ettikleri asıla ne kadar benzerlerse yani kendilerinden ne kadar uzaklaşırlarsa o kadar başarılı olurlar! “Aslını inkar eden bizden değildir” Hadis

Son tahlilde; her şey aslıyla varlık mertebesinin zirvesindedir. Taklit eden yeni bir şey yapmış olmaz, yapılmışın üzerinden gider. Evrende her şeyin aslı tektir. “Zerre küllün aynıdır.” Taklit olan şeyler asılın yerini tutmayacağı için hiçbir değeri de olmayacak, boşa gidecek. Taklitçiler potansiyelini kaptırıyor ya da kendini ziyan ediyor! Evrende geçici taklit savaşları yaşanıyor, kimin taklitçisi çok ise o zahirde “Asıl” oluyor!

Bu konunun derinliği var. Kesiyorum.

Selametle,

Ahmet Bektaş