Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
sa
sabahat

YAŞADIKLARIMIZ KADER MİDİR?

Yorum

YAŞADIKLARIMIZ KADER MİDİR?

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1212

Okunma

YAŞADIKLARIMIZ KADER MİDİR?

Hayatı anlamlı kılmak bizim elimizde mi yoksa etrafımızdaki kişilerin elinde mi buna bir türlü anlam veremiyorum çünkü etrafıma bakıyorumda biz hayatımızla ilgili karar almaktan ziyade başkalarıyla paylaşıp onların bizi yönlendirmesini bekleriz.Bazen hayatımızda o kadar çok gereksiz insanların olduğunu düşünüyorum.Hatta onları hayatımızın merkezine koyup kendimizi o kişinin düşüncelerine,fikirlerine göre yönlendirmesini bekleriz onun dediklerini uygulayarak o kişiyi hayatımızın odak noktası haline getiririz sonra zamanla o kişinin bize değer verdiğini zannederiz ama bu şekilde davranmanın o kişiye duyulan hayranlıktan başka birşey olduğunu düşünmüyorum. Bana göre hayranlık duyduğumuz kişilerle bu şekilde dikkat çekerek onu kendimize çekmemizin çok saçma olduğunu söyleyebilirim.Acaba böyle davranmak bir tür çaresizlik olabilir mi? Az çok düşünüyorum da galiba hayatımızı yönlendirmek bizim elimizde hani kadere inanan kişiler vardır.Hayat ne ise odur ne bir kelime fazla ne bir kelime eksik...Ama öyle zamanlar geliyor ki farkında olmadan kaderciliği savunanlar bile düşüncelerinin dışına çıkabiliyorlar ama bu durumu kabullenmekten ziyade başka anlamlar yükleyerek işin içinden çıkmaya çalışırlar böyle insanların gerçekten acınacak durumda olduklarını düşünüyorum hatta düşündürttüyorlar.İnsanlar neden çevresindeki kişilerin düşüncelerini gerçekleştirmek için çaba harcarlar.Sizce etrafımızdaki kişilere ne kadar değer vermemiz gerekiyor.Ya da değer vermeli miyiz? Peki, neden kendimizi koşulluyup illa ki değer verecek kişiler edinmeye çalışıp kendimizi onlara göre şekillendiriyoruz?
Ben etrafımdaki herkesi dinlerim ama onların beni etkilemesine izin vermem kendi aklımı kullanarak sadece herkesin kendine göre farklı bir ideolojisinin olduğunu düşünür orda konuşulan konun orda kalması için kendimi koşullandırırım hayatımı kimsenin etkilemesine ve yönlendirmesine izin vermem.Şunu anladım ki kimseye gereğinden fazla değer verilmemesi gerektiği konusundaki istikrarımdan asla vazgeçmeyeceğim kanaatinden yana tavır sergilemeye devam edicem olgunlaştıkça belki daha farklı bir düşünceye sahip olacağım ama şu kadarını belirtmek isterim en azından kendi düşüncelerimi uyguluyorum.Kendi kafamda kurgulaım herşeyi.Ben çok şüpheci birisiyim her söyleneni şüpheyle karşılarım ama karşımdakine belli etmeden konu ile ilgili sorulara kendi kafamda cevaplandırır o şekilde kendimi yönlendiririm.Kimsenin beni robot gibi yönlendirmesine izin vermem.Hayatına hiç bir zaman gereksiz insanların girmesine izin vermemelisin çünkü hayatının gereksiz insanlardan değil de sana fayda sağlayan kişilerden ibaret olmasından yana tavır sergilemen gerek sen nasıl isen emin ol karşındaki kişi de senin gibidir.Hani derler ya her zaman karşımızdaki kişi bizim aynamızdır ben buna inanırım .Kişiden kişiye değişen tavırlar sergilerim ne bir gram fazla ne de eksik herkes hakkettiği davranışı benden karşılık olarak alır.Biraz bencilimdir bu konularda -ki böyle olunması gerekiyor,diye düşünüyorum.
İnsanlar ideallerindeki en iyi hayatı yaşama mücadelesinden nasıl vazgeçer? Ya da neden vazgeçer? İdealimizdeki hayattan nasıl kopup sıradan hayatlara razı olduğumuzu ilginç bir örnekle anlatmak isterim.Hindistan’da yabani bir fil yavrusu yakalandığında kalın bir zincir ile kalın bir ağaca bağlanır.Yavru fil kaçmaya çalışır ama kaçamaz.Zamanla kaçma denemelerini bırakır.O ağaçtan hiçbir zaman kurtulamayacağına inanır.Esareti öğrenmiştir artık.Bu aşamada ayağındaki zinciri ağaçtan sökerek,bir odun parçasına bağlarlar.Yavru fil her yürüyüşünde o odunun peşinden geldiğini görünce,hala o ağaca bağlı olduğu ağaçtan kurtulamayacağını düşünerek kaçma girişiminde bulunmaz.Çevrede dolanır ama kaçmaz.Başlangıçta yavru filin kaçabileceğine inancı vardır ama kaçma imkanı yoktur.İkinci aşamada ise kaçma imkanı vardır ama kaçabileceğine olan inancını kaybetmiştir.Çaresizliği öğrenmiş,kaçmasının kensi ellerinde olduğuna inanmamıştır.Hayatı olduğu gibi kabul etmeliyiz ama kabuledilir hale getirmek için de çaba harcamamız gerek hemen pes edip öğrenilmiş çaresizliğe yer vermememiz gerektiği düşüncesindeyim...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yaşadıklarımız kader midir? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaşadıklarımız kader midir? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAŞADIKLARIMIZ KADER MİDİR? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
20.6.2012 10:55:40
Beğeni:
0
Okunma:
1212
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL