8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2085
Okunma


Nur içinde yat babam…
Bu gün babalar günü dediklerinde, anılara bir gezinti yaptım.
Sanırım 12 yaşındaydım. Annem ve ablalarım Ayvalık gezisine gitmişlerdi. Okulum olduğu için ben, kardeşim ananem ve babam evde kalmıştık.
Ananem yemek için kolları sıvayınca ısrarla ben yaparım dedim. İlk kez yemek pişirecektim.
Üç ablam ve bir annem olunca bana mutfağa girme sırası gelmiyordu ki…
Ananemi oturduğu yerden kaldırmadan tarifiyle başladım akşam yemeğimizi pişirmeye.
Tencereye taze soğan doğradığımı görmeyen ananem, ‘’soğanlar pembeleşinceye kadar kavur’’ demişti. Çok bekledim, pembeleşmek şöyle dursun gittikçe simsiyah oluyordu… Kendi kendime ‘’Ananem renk körü olmuş galiba’’ deyip devam ettim. Sonra salçasını koydum ve fasulyeleri ilave ettim.
Bir çorba kaşığı tuz koymayı da ihmal etmedim.
Çok heyecanlıydım. Acaba babam beğenecek miydi yemeğimi?
Akşam oldu babam geldi, sofrayı kurdum hep birlikte oturduk. Sevinçle ‘’Baba yemeği ben pişirdim, nasıl olmuş?’’
İlk kaşığı ağzına alan ananem olduğu gibi geri çıkardı…’’zehir bu zehir’’ dedi. Aynı şekilde kardeşimde…
Babama baktım ‘’aferin benim aslan kızıma, ne güzel yemek yapmış’’ deyip tabağındaki yemeği sildi süpürdü… Bende babamdan cesaret alıp acı ve tuzlu olmasına rağmen yedim yemeğimi.
Ananem, beli iki büklüm şekilde söylenerek kalkıp yumurta pişirip yediler kardeşimle…
Canım babam, belki bilerek beklide bilmeyerek bana ne büyük cesaret vermiştin o gün.
İnsanoğlu neler öğrenmiyor ki zamanla… Yeter ki cesareti kırılmasın.
17 haziran 2012/Nilgün KURT
HERKESE ÇOK TEŞEKKÜRLER! GÜNÜN YAZISI SEÇİLMİŞ...