BANA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ü ANLATIR MISINIZ ? 1. bölüm
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dostlukların perçinleştiği sohbetler hiç bitmez ki...Aysun,Murat, Halide,Müjdat,Zeynep birbirlerinden ayrılmaz her hafta bir konu hakkında tek tek fikirlerini açıklarlar, bilgilerini paylaşırlar ve saatin nasıl geçtiğini anlamazlardı bile
Halide
"Bu kez konu Atatürk ne dersiniz ?" diye sordu.
Hep bir ağızdan
"Neden olmasın ?" Sevinçle onayladılar.
Birbirinden tatlı bu pırıl pırıl gençler haftaya buluşmak üzere diyerek ayrıldılar.
Bilgisayardan ,kütüphanelerden bilgi toplarken kah gözleri doldu,kah gururla kabardı yürekleri.
O gün çay bahçesine herkes erkenden gelerek ,neşeyle birbirlerine sarıldılar.
Murat ,Halide ye gülerek...
" Oooo bakıyorum sen de bugün bilgi hazinesi var çantan dolu."
" Daha çoktu ama ;en önemlilerini seçtim inanın."
Aysun ,bir kitap ve tuttugu notları çıkardı .
Müjdat ise fotokopi çektirdiği bir sürü kağıtları...
Zeynep çantasından çok eski sararmış bir kaç kitap koydu.
Murat sırt çantasından bilgi sayarını ve bir kitabı masanın üzerine bıraktı.
Halide heyecanla
" Eveettt oturum başlıyor arkadaşlar ."
O arada tavşan kanı çaylar da gelmiş ve sohbet açıldı...Konuya ilk başlayan Murat oldu.
"Mustafa Kemal Atatürk ün babası
" Biliyoruz Ali Rıza Bey!"
" Tamam Türkmenlerden Hafız lakaplı Ahmet Efendinin oğludur.Söke’den Selanik’e göç ederek buraya yerleşmiş;annesi Zübeyde Hanım ise 1871 yılında Selanik yakınlarında Langaza kasabasında Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağanın kızıdır."
Aysun devam etti
" Ali Rıza Bey önce gümrükte çalıştı daha sonra kereste ticareti yaptı."
"Evet ve Zübeyde Hanım dan yaşça büyüktü.
"Sonra ..."
"Mustafa Kemal’den önce üç kardeşi Ahmet,Fatma,Ömer bulundukları zor koşullardan dolayı arka arkaya hastalanarak ölmüşler."
" Bilmiyorduk gerçekten mi ?"
" Ben de kitaplardan ,internetten araştırdım."
Halide elindeki kağıdı okumaya başladı.
"Mustafa Kemal’in kesin doğum tarihi bugün bile aydınlanmış değildir."
" Aaaa 1881 değil mi ?"
" Dinleyin bakın ne yazıyor ? Hayatının son günlerinde Zübeyde Hanım’la röportaj yapan bir yazarın naklettiğine göre ( Kemal Atatürk adlı kitabında yazar Enver Behnan Şopolya 1959 sf 17) Erbain soğuklarında dünyaya getirmiştir diye belirtmiş.Nüfus kağıdında da doğum tarihi 1880 yazmış tam ,kesin açıklayamamış nedense."
"Sonraa...Sonraa..."
" Durun lafımı kesmeyin arkadaşlar.Bir başka yazar Şevket Süreyya Aydemir Tek adam adlı kitabında Mustafa Kemal’in doğum tarihini ( yeni tarihe göre 4 ocak 1881 ) olarak yazmıştır.cilt 1 SAYFA 28-32."
" Ben de bir şey söylemek istiyorum ;Atatürk’ün doğum tarihi ve saati bilinmemekte, bir rivayete göre akrep burcu olduğu (22 ekim - 22 kasım) söylenmektedir. Bir astrolojik incelemeye göre de *17 Mayıs 1881’dir. Daha eski olan bir çok olayın tarihi bilinirken, bilinmemesi enteresandır.
Ayrıca; sağlığında, İngiliz imparatorluğu Hükümeti Atatürk’ün doğum gününü tebrik için Türk Hükümeti’nden sormuş, Atatürk, 19 Mayıs 1881 diye yanıtlamış ve kayıtlara böyle geçmiş."
"Yani Kurtuluş Şavaşının başladığı gün"
" Yani Atatürk’ün Samsun’a çıktığı gün."
" Evet ben gerçekten o zaman doğmuş kabul ediyorum kendimi demiş,ulu önder."
" Bakın şu bilgiler de var ; Mustafa Kemal Selanik’te Koca Kasım mah, Islahhane cad bazı bilgilere göre iki ,bazı bilgilere göre üç katlı pembe bir evde dünyaya geldi.. Babası Ali Rıza Bey o doğduğunda sevinçle kucağına alarak dua okumuş ve kulağına üç kez Mustafa ! Mustafa ! Mustafa ! diye seslenmiş.Daha sonra yedek subaylığından hatıra olan kılıcını getirip beşiğinin üzerine asınca Zübeyde Hanım; oğlum ilerde inşallah asker olur , diye içinden geçirmiş."
" Birde minik Mustafa’nın annesinin sütü yetmeyince Ümmügül adında süt annesi emzirmiş onu."
"Arkadaşlar ağzım dilim kurudu birer çay daha içelim mi? "
" Ben hemen söylüyorum ; ama gelene kadar sakın devam etmeyin neolur." Murat hızla büfeye doğru yöneldi.
"Tamam bekliyoruz."
Murat çay tepsisini masaya koydu.
" Hadi hadi başlayın."
" Şimdi okul yıllarından söz edelim ne dersiniz ?"
Zeynep elindeki kitabı açtı ve..
" Küçük Mustafa 1887 haziran ayında başladığı ilk öğrenimine annesinin isteğine göre Hafız Mehmet Efendi Mahalle Mektebinde devam etti.Daha sonra babasının arzusu üzerine Selanik’te çağdaş eğitim yapan Şemsi Efendi Mektebine geçti.İlköğretmeni Şemsi Efendi onun yeteneklerini ,zekasını takdir ederek okumasından son derece memnun olmuştur.Bu okuldayken babası Ali Rıza Efendi’nin ölümü üzerine,Annesi Zübeyde Hanım üç çocuğu ile bir süre Selânik yakınlarındaki Lankaza’da bulunan Rapla çiftliğinde subaşılık yapan kardeşi Hüseyin Efendi’nin yanına yerleşti. Çiftlik hayatı nedeniyle küçük Mustafa’nın öğrenimi ister istemez bir süre aksamıştı. Fakat, çok geçmeden Selanik’e dönerek halasının yanında, bıraktığı yerden öğrenimine devam etti."
" Ben devam edeyim mi izninle ?" Diye heyecanla atıldı Müjdat.
"Tabiii."
" Mustafa Kemal daha sonra bir süre Selanik Mülkiye Rüştiyesine devam etti ama Arapça öğretmeni Kaymak Hafız’ın ona haksız yere sopa ile vurmasını hazmedeyerek bu okuldan ayrıldı."
"Evet 1894 yılının temmuz-ağustos aylarında kendi kararı ile Askeri Rüştiye ye başvurarak öğrenimine burada devam ettti."
"Arkadaşlar Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili bilgiler galiba sonsuza dek sürecek haftaya tekrar devam edelim diyorum.Ve daha da araştıralım."
" Onun güzel sözleriyle nokta koyalım bugüne"
BEN İCAP ETTİĞİ ZAMAN EN BÜYÜK HEDİYEM OLMAK ÜZERE TÜRK MİLLETİNE CANIMI VERECEĞİM KEMAL ATATÜRK.
NEŞE KIZILYAR
SEVGİLERİMLE..
DEĞERLİ SEÇKİ KURULUNA , TÜM SİTE DOSTLARIMA GÖNÜLDEN TEŞEKKÜRLER SEVGİ VE SAYGILARIMLA EFENDİM
................................................................................................................
CAN DOSTLARIMDAN ALTIN DAMLALAR
666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666
Rüzgâr eserken sarı başakların üstüne,
İki mavi bakış uzanır geçmişten geleceğe.
Gece rengi kanatlarla başladı bir savaş,
Samanlar yüzüyordu sincapların izlerinde.
Kurmalı bir saat sallanıyordu zincirinde,
Bir devrin hayali canlandı gözlerimde.
Hepsi keskin köşeliydi geometrik şekillerin,
Ne sevdikleri göç eyledi kanlı elbiseleriyle.
Her geçen gün puslanıyor nedense mazi,
Çile çekmeyen, elbet hor görecektir dedesini.
İki çift sözüm var böylesine, geçsinler ayna başına,
Neye benziyor o hal, öze dönmek zor değil ki!
Duayı bilen kalplere gülüyor yedi kat yabancı,
Baltalar iniyor gövdeye, dallar ağlamaklı.
Filizlerin boynu bükülüyor yavaş yavaş,
Bir pınar kuruyor, ıslanmayı özlüyor çakıl taşları. 09.04.2012-Ahmet BOZTAŞ
66666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666666
.
YORUMLAR
Türkmenlerden Hafız lakaplı Ahmet Efendinin oğludur.Söke’den Selanik’e göç ederek buraya yerleşmiş;
===============
Sökeden Göç ettiğine göre babası Atatürk Aslen Aydınlı (SÖKE) sayılır.Türkmendir.Türk soyundan.Büyük Önder için çok güzel bir araştırma yapılmış.Şimdiki gençler araştırıp buluyor.Doğruları ortaya çıkarıyor.Yürekten Tebrik ederim Neşe kardeşim...İlgiyle okudum...
Saygılarımla ...
HakanKurtaran tarafından 4/9/2012 11:31:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
GÜLDESTE
GÜLDESTE
Rüzgâr eserken sarı başakların üstüne,
İki mavi bakış uzanır geçmişten geleceğe.
Gece rengi kanatlarla başladı bir savaş,
Samanlar yüzüyordu sincapların izlerinde.
Kurmalı bir saat sallanıyordu zincirinde,
Bir devrin hayali canlandı gözlerimde.
Hepsi keskin köşeliydi geometrik şekillerin,
Ne sevdikleri göç eyledi kanlı elbiseleriyle.
Her geçen gün puslanıyor nedense mazi,
Çile çekmeyen, elbet hor görecektir dedesini.
İki çift sözüm var böylesine, geçsinler ayna başına,
Neye benziyor o hal, öze dönmek zor değil ki!
Duayı bilen kalplere gülüyor yedi kat yabancı,
Baltalar iniyor gövdeye, dallar ağlamaklı.
Filizlerin boynu bükülüyor yavaş yavaş,
Bir pınar kuruyor, ıslanmayı özlüyor çakıl taşları. 09.04.2012-Ahmet BOZTAŞ
Çok güzel bir kurgu ile başlamış yazı. Öğrencilik yıllarımızda arkadaşlarla uyguladığımız bir yöntemdi bildiklerimizi paylaşmak…
Baştan sona kendini merakla okutturan bir anlatımdı. İlk yayınladığınızda okumuştum ama ilhamım yarıda kalmıştı. Biraz önce tamamladım ve Ata’mıza dair duygu ve düşüncelerin ışığında kaleme aldığım dizeleri yorum sayfana armağan ediyorum…
Tebrik ediyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum…
GÜLDESTE
Mustafa Kemalı anlatırken ve dinler ken yorulanları görüyorum asla böyle olmamalıydı yiye düşünüyorum saygılarımla ..
GÜLDESTE
devamını bekliyorum herkes ben Atatürk demeyi sevmiyorum çok fazla kendiside sevmezmiş Gazi veya Mustafa Kemal denmesini istermiş ben onun için Mustafa Kemal demeyi tersih ediyorum nenim ona hayranlığım daha yoğun ve fazladır benimde delelrim selaniklidir muacirrim Mustafa Kemal benim yakışıklı cesur akıllı hemşerimdir.
tebrikler
selam ve sevgiler
GÜLDESTE
Çok anlamlı bir seçki. Değerli yazarına ve güne gelmesini destekleyen herkese tebrikler, teşekkürler.
GÜLDESTE
Mükemmeldiniz.
Yapmış olduğunuz Edebî araştırmalar için sağolun Güldeste.
Fakat, bu tip araştırmaların bir çoğu zaman içinde tarih olacak. O yüzden, yazacağınız cümlelerin içinde geçen tarihler bile aslını yansıtmalıdır.
Atalarımız için yapılan araştırmalar, özellikle de Atamız için yapılan araştırmaların gün ışığına çıkartılması bu yüzden de biraz zordur. Daha doğrusu cesaret ister.
Cesaretiniz ve yolunuz açık olsun.
Davidoff tarafından 4/9/2012 8:05:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
GÜLDESTE
GÜLDESTE
GÜLDESTE
dün netim arızalıydı yeni düzeldi.... sevgili güldeste güne yakışan yazısıyla kendisine yakışanı yaptı kutluyorum cano heleki konu atamız olunca....saygılar
GÜLDESTE
güzel bir başlangıç
ilgi ile devamını bekliyorum
günü hak eden yazı ve yazarını yürekten kutlarım
sevgilerimle
GÜLDESTE
Bu gün en hoşuma giden paylaşım bu oldu.Gerçekten okurken çok mutlu oldum zevk aldım,
Yüreğine kalemine sağlık.
GÜLDESTE
Devam et can kızım devam et bende okumaya devam ediyim sevgilerimi yolluyorum sevgiyle kal.
GÜLDESTE
Neşe Hanım, siz ve diğer dostlar...
Nurten Arslan'ın "Küçük Anılarda Büyük Sırlar" serisini okuyun bence...
1. Kitap: Bir kahraman Doğuyor (1881-1915)
2. Kitap: Geldikleri Gibi Giderler (1916-1918)
3. Kitap: Şeytan Üçgeni Mondros (13 Kasım 1918 - 16 Mayıs 1919)
4. Kitap: Dönemeç (19 Mayıs 1919 - 18 Aralık 1919)
5. Kitap: Kızılca Gün (27 Aralık 1919 - 23 Nisan 1920)
Kaç kitap'ta tamamlanacağını bilmiyorum. Su gibi akıcı bir biyografik roman.
Google'dan araştırırsanız temin etmek kolay...
Bu eseri okuyan Atamızı çok sever...
Kadir Tozlu
GÜLDESTE
yürekten alkışladom akıcı güzel bir anlatımla yormadan okutmasını biliyorsunuz
saygı ve selamlarımla
GÜLDESTE
Evet, yazılabilecek en ciddi, en özen gösterilesi konuya el atmışsınız. Çok güçlü bir alt yapı ve kaynakça ister... Umarım yeterli donanımınız mevcuttur ve umarım YOBAZ GÜRUHU BURAYA DA BURNUNU SOKUP POLEMİKLERE SEBEP OLMAZ...Si,ze kolaylıklar ve hassasiyetler diliyorum. Takipçiniz ve enkitçiniz olacağım, ama övgücünüz de olmak isteyerek...SAYGILAR.
GÜLDESTE
sizlerin katkılarınızı da bekliyorum sevgiler saygılar
Kemnur
Değerli arkadaşım.
Gayet güzel bir başlangıç yapmışsınız. Devamının da aynı güzellikte olacağı inancımla size şimdideb başarılar diliyor ve kolay gelsin diyorum. Bu yazının takibinde olacağım.
Selam ve saygılarımla.