- 2414 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BU VATAN KİMİN?
Küçük görülen büyük işler oluyor Devletimizde.
Bu güne dek görülmemiş masraf kapıları açılıyor zirvede.
Çankaya’da dinlenip, izlenme korkusu had safhada olmadan rahat oturabilmek için,
“Gelin bakalım, bizim ekip, şu duvarları yıkın da içinde cihaz var mı bir bakalım” diyemeyeceğine göre, bunun yöntemi “tadilat” yapmak oluyor elbette!
Bizler Osmanlı torunları olarak lanse edilirken, bunun da bir amacı olduğu düşüncemi tekrarlamaktan kendimi alamıyorum.
Bu tür oyunların olabileceği yegâne yer Çankaya köşkü olmalıdır çünkü.
Meclis odalarındaki tele/kulak operasyonlarını çoğumuz daha unutmadık!
Telefonlar da aynı şekilde tabi ki.
Geçen gün çıkan bir başka olay da, Vekillerin iş ayarlama notları ile ilgiydi?
Yani Meclis Tv. den tutun(Bu olay da YÖK Bşk. seçiminden sonra yaşandı) ne kadar dinlenebilir ve izlenebilir olay varsa, ABD uşaklığı yapanlarca onların sistemlerine göre eleniyor ne hikmetse.
Köşk bunların içinde en göze batan olduğundan öne çıkmış görnüyor elbette.
Korkusu olan ne kadar çokmuş meğer güzel ülkemde?
bizi yönetenlerin bizlerden korkusu olamaycağına göre, korku kime ve neye karşılık geliyor dersiniz?
Çankaya gibi bir simgede türbanlı eş!
Bir zamanlar hakkında dava açılmış ve kapatılmış partinin vekili bir cumhurbaşkanı!
Birbirlerine ikramda bulunurcasına makam veren bir parti?
Şaşırdığımız hiçbir olay olmuyor inanın, bu da bizlerin hayallerinin ölü doğduğunu gösteren bir durum maalesef.
Bu güzel ülke korkunç ve büyük savaşlardan çıkarak Cumhuriyetine hayal diye bakılırken geldi çünkü.
Demek hayaller gerçek olabiliyormuş!
Evvet, tüm hayaller geleceğin büyük işlerinin yaratıcılarıdırlar.(AKP nin başta olması gibi)
O halde bizim hayallerimizi öldürmek kimin veya kimlerin işine yarıyor?
Osmanlının çöküşü iç ihanetler sonucu gerçekleştiğine göre, Cumhuriyetin çöküşü de bu yolla yapılıyor olabilir mi acaba? Bizler pek çok konuda oyalanırken adamlar o hayallerini gerçekleştiryor olabilirler o halde.
Buna seyirci kalmak gibi bir lüksümüz olmaz bizim.
Atatürkçülük söylemleri ezberlemekle olmaz. Yaşamak gerek!
Başımız dik, bakışlarımız keskin, aklımız çalışır olarak hareket etmedikçe, biz ATATÜRKÇÜYÜZ demek haramdır bize.
Türk milletinin zeki olduğunu söyleyen Gazi Mustafa Kemal, bunu kast etmiştir bize yol göstermek açısından.
Bizlere bir nimet bahşedilmiş ve biz bunu kullanıp, koruma yöntemlerini(klavuzu ile)almışız, yine suskunuz, yine suskunuz beklemede. Durun bakalım şimdi neler olacak diye.
Çankaya’da kim oturuyor beyler/hanımlar?
Cumhur Resi...Bu ne demek? Halkın reisi... O halde niye korku var gururla oturmak yerine?
Türk adı bu denli onur kırıcılıkla eş düşemez!
Onlara bu fırsatı verdiğimiz için bize yazıklar olsun.
daha ne demek gerekir ki?
Biz bunu hak ettik demekten başka.
Büyük devletleri ziyareti bizleri gururlandıracakken,düşündürüyor kara kara!
Nereden çıktı bu ABD ziyareti diye?
Medyada bir suskunluk akıl almıyor doğrusu!
Bizimki gidiyor, oranınki başak bir ülkeye...
Nereye üstelik?
Adam ayak basmışken bu kritik dönemde orta doğuya, geliversin de görelim orta doğunun en büyük ülkesine.
Ne gezer.....
Lafa gelince yıkama/yağlama.
Biz çizecek ve önderlik edecekmişiz sözüm ona orta doğuya.
Nerede kaldı büyük devlet oluşumuz acaba?
Nerede stratejik ortaklığımız? Dostluğumuz? Karşılıklı anlaşmalarımız? Yardımcılığımız?
Hatta EŞ BAŞKANLIĞIMIZ? BOP?...
Ey güzel ülkem, sen bir yere gitmiyorsun elbette, gitmezsin de bizleri bırakıp.
Bizler götürülüyoruz bir yerlere...
Kuzu postu bile giymeden, açıkça, ayan/beyan ortadaki kurtlarca...
Sofra hazır. Ziyafet muhteşem. Kendi paramızla, kendi mutfağımızdayız bizlerde serviste!
Gazi Mustfa Kemal ne demişti oysa bize?
UŞAKLIK dediği başka bir anlatım için miydi acaba?
Bize öğretilen bu değildi ki, asla da olamzdı zaten bunca şehit şüheda ile!
Bu filmi seyretmeye devam edecekmiyiz gaflet uykusuyla?
Bu vatan kimin?
Saygılarımla.
YORUMLAR
Yazdıklarınızı okuyup daha altına bakmadan eğer bu yazıya Erol Başçı muhalefet şerhi koymazsa kalemimi kırarım diye düşündüm :)
Yorumlara inereken bir de ne göreyim :)))
İktidardaki partinin "kesinlikle" kalemşörlüğünü yaptığını başka bir siteden de takip ettiğim bir isim Erol Başçı !
Kendisini, yazılarından ve yorumlarından tanıdığım kadar ile ve daha önce kendisine ithafen diğer siteden yazdığım yazıda da ifade etmiştim...
Yaa Allah rızası için bir kerede de ki; evet arkadaş...
İktidar bu konuda haksız, yapmamalıydı ya da en azından şöyle yapsaydı... bak burada hatalılar...
Asla... asla bu türden bir yazı bulamazsınız eklediği yorumlarda....
Varsın çalınsın çırpılsın... ötekiler çalacağına " sazı " bizimkiler çalsın da " sazı " meşk edelim...
Güllük gülistanlık olsun herşey ! Yeterki bizden yana olsun !
Zaten itiraz etmesi için inanın ATATÜRK'TEN bahsetmeniz yeter !...
Sayfanıza Gönül Dolusu Saygımı Bıraktım
Rom@ntik tarafından 6/18/2008 3:22:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sanat ve sanatçı yaşatıldıkça, şah damarımız kopmadıkça umut olacaktır elbette. Önemli olan, boşaltılmış kavramlarımızın içini sahip çıkışlarımızla tekrar doldurmakta. Bu olay da biraz zorlu bile olsa olacak bir gün.Yeterki erken teşhiste yakalayalım o günü:)
Teşekkürler arkadaşlarım umutlarınızı diri tuttuğunuz için.
Dünya siyasetinde TC her zaman vazgeçilmezdir ve DERİN HESAPLAR mevcuttur.
TC piyon bir devlet değildir ve ne kadar uğraşılsada piyon olmayacaktır.Endişelerinizde haklısınız ama geleceği ben güzel görüyorum.Önümüzde bir tehlike kaldı ve devlet onu kazasız belasız atlatmaya çalışıyor.
Ameliyat geçireceğiz sanırım ama bu iyi olacak ve UR dan kurtulacağız yakında.
Biraz kompleksli bakış açısından bakılmış gibi geldi bana sanki yazı:)
Kendi değerini bilemeyen, dünya gerçeklerini kavrayamayan, ülkeyi dünyaya tamamen kapatarak kendi iktidarlarını sürdürmeye çalışan bir anlayış da diyebiliriz bu anlayışa...
Bu anlayışa göre biz kimseyi etkileyemeyiz, ancak çabuk etkileniriz, o yüzden uzak durmalıyız dünyadan...
Devletin içlerine kadar sızmış çetelerin, gizli örgütlenmelerin bu iktidarılarını sürdürmeye çalışan düşüncenin yansımaları olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım...
Daha önceki günlerde içerisinde istihbaratçısı, albayı yargıcı vb. gibi farklı kesimlerin içerisinde bulunduğu çete yapılanmaları ekranlarımıza gazetelerimize yansıdı..."bayrak alacağız" diyerek zorla para ve çıkar temini ile suçlanan bu girişim hangi masum sevdanın yansımasıydı acaba? Milli değerlerimizin köküne kadar soğurulduğu, sömürüldüğü yapılanmalara karşı ne kadar uyanık olunması gerektiği ortada değil mi?
Üzerindeki yayın yasağı kalkmadığı için, mahkeme devam ettiği için, ümraniyede bombalarla yakalanan emekli /muvazzaf askerler, kendilerine vatansever kuvvetler, kuvvacılar adını veren oluşumlar, çeşitli gasp, rüşvet, şehit eşinin paralarına gözdiken zihniyetler de dahil olmak üzere sis perdesi henüz aralanmadı.İzmirde, Ankarada yurtdışı bağlantılı büyük silah patlayıcı madde transferleri ile ilgili karartma da devam ediyor görebildiğim kadarıyla...Umarım yakında herşey aydınlanır ve muhtemelen siyasi çıkarlarını kaybetmek istemeyen, ya da siyasi çıkar elde etmeye yönelik bu türden çeteleşmelerin önüne geçilebilir...
Çankayadaki ya da diğer kurumlardaki tedbirlere biraz da bu açıdan bakmak gerekli sanırım...