- 807 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Senin adın kadın / Meşrebine kim bakar
Şimdi sadece yüreğinin gerilerinde flû bir görüntüden, beyninin en ince ve saklı kıvrımlarında bir düşten, yokluğunun ağırlığını hiçbir kantarın tartamayacağı ak bir boşluktan ibaret olan babanın, sadakatin sözlük anlamanı bilmeden, vefayı görmeden ve fakat fedakârlık dendiğinde tüm hacmiyle, en başından en ucuna fedakârlığın tanımı kendi olan başka bir kadının kıymetlisi, can yongası.
Asıl yaratıcının izniyle bir başka canla kendi canının, umutla geleceğin, toprakla tohumun ve mahsulün büyük ortağı vekil yaratıcı.
İsteklerin ve beklentilerin insan olmanın verdiği hakkın ötesinde hiç olmadı. Sevmek, sayılmak, güven duymak, tekliğinin asaletini, varlığının gururunu ve yokluğunun ıstırabını görmek hissetmek gibi.
Yaşamında; ya özüne haksızlık edecek önüne çıkanlara razı olacak ya da varlığının hakkını teslim edecek hak ettiği saygıyı bulana kadar arayacaktın. Bu çoktan seçmeli bir testin, kararsızlık ve oburlukla bütün şıklarını işaretlemek değildi, olsa olsa denemek, yanılmak ve doğruyu bulma gayretiydi. Hal böyle iken ve bütün şıklar yanlış ise suçluda elbette sen değildin.
Şimdi…
Ey! bütün şıklar hepsi ve hiçbiriler kalkın! önce kadını selamlayın sonrada kendinizi karalayın…
Not: bir fahişeye ithafımdır.