- 1455 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
EĞİTİM MESELEMİZ
Yıllardır, Türkiye de eğitim bir türlü istenilen, özlenilen noktaya getirilemedi. Göreve gelen her sorumlu, hemen yeni bir model arayışına başlar. Bulduğu veya buldukları eğitimi uygulamada sakınca görmezler. Uygulanacak eğitim sistemlerinin getirisi, götürüsü iyiden iyiye araştırılıp irdelenmesi gerekmez mi acaba?
Eğitim-öğretim bir milletin kaderini belirler... Bunu, eğitim-öğretimle ilgilenen her yetkilinin çok iyi bilmesi gerek. Bunun için de kusursuz olarak gereğini de yerine getirmeye çalışması gerekir. Aksini idrak ve düşünmek ise kimseye bir fayda getirmez.
Yeniliklere açık olmak kadar güzel bir şey olamaz. Tabii, yapılacak yenilikler faydalı olacaksa... Faydası olmayan birtakım eğitim-öğretim sistemlerini deneyip bırakmanın faydasını anlamak ise çok zor olsa gerek. Dünyadaki eğitim sistemlerinden birini al, uygula, dene. Bu olmadı. Öteki sistemi al... Her sistem değişikliğinde, faturanın bedeli geleceğimizin teminatı gençlere biçilmekte... Ülkemizin de geleceği heder edilmektedir.
Öğrencilerin bir kısmı, okullarının yanı sıra dershanelere de gidiyorlar. Gerek liselerde, gerek İlköğretim okullarında öğrenciler sınav kazandıklarında başarılar hep dershanelere biçiliyor. Okullar ise, gölgede kalıyor. Eğitim-öğretim bir bütün olarak düşünülmeli. Paylaşım bilinmeli... Dershanelere kayıtlı kaç öğrencinin olduğu, bunların da kaçının kazandığı her nedense hiç mi hiç dile getirilmiyor. Sınavı kazanan öğrenciler çarşaf çarşaf sergileniyor, ya kazanamayanlar… Oysaki bütün veliler dershaneye çocuklarını sınav kazanacak diye gönderiyor.
Eğitim-öğretimde başarıyı yakalamak için, herkesin aynı oranda sorumluluk alması gerekir. Bütün çalışmalar maddiyata dayanıyor. Ailelerin birçoğunun gelir düzeyi düşük. Birçoğu da duyarsız... Okullarımızın birçoğu maddi imkânsızlık içinde. Liselere Milli Eğitim Bakanlığı ödenek tahsis ediyor. Bu okullar ihtiyaçlarını bir şekilde karşılayabiliyorlar. Ya ilköğretim okulları! Bazı okullar belki maddi sıkıntılarını duyarlı veliler sayesinde az çok giderebiliyorlar; fakat büyük bir çoğunluğu maddi sıkıntı içindeler.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen eğitim-öğretim devam etmektedir.
Başta eğitimciler olmak üzere herkese düşen görev, eğitimdeki başarısızlığın giderilmesi, modern, ileri, gelişmiş bir eğitim düzeyi oluşturmak ve bugünün çocuklarını geleceğe en güzel bir şekilde hazırlayabilmek için bütün gücüyle çalışmak, ümitsizliğe değil, ümide doğru koşmaktır.
Başka ne diyelim...
Cemalettin GÜRPINAR
Eğitimci -Yazar
YORUMLAR
CemalettinGÜRPINAR
CemalettinGÜRPINAR
Cemaleddin Bey,
böyle bir konuyu dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.
Bu konular benim üzerinde çok durduğum, kafa yorduğum birinci meseledir. Malumunuz olduğu gibi, ben Türkiye'de okudum, sonra Almanya'da master yaptım. Şimdi burdan bakınca bizim eğitim ve öğretim konsepti genellikle partilerin kendi siyasi istikametlerine göre şekil alan bie Bukeleman gibi. Eğitimi siyaset üstü bir bakış açısıyla ele almak yerine, kendi siyasi anlayışa münasib kafalar ve insan modelleri yaratma peşinde. Almanya'da eğitim ve öğretim meselesi siyasetin fevkinde olan bir mevzudur. Bu anlayıştan dolayı hem imam hatip pkulundan, hem cemaatlerden, hem de dini cematler tarafından tard edildim. Açıkcası kimseye yaranamadım. Bizim eğitim sistemi diğer siyasi ve dini veya gayri dini kuruluşlar tamamen insan harcıyor. Dersleri iyi olanları seçiyorlar ve arkasından biz şu kadar birinci çıkardık diye kendi reklamını yapıyor. Çocuklarımız, gençlerimiz adeta para kaznılan bir ticaret metası haline geldi. Türkiye'ye geldiğim de bu konularla iştigal edenlere bir kaç tenkitveya kelam sarfettiğiniz de, tamamen dışlanıyorsunuz. Kimse kendi kusurunu görmüyor. Herkes kendine göre adam yetiştirme peşinde, ilme göre bir insan değil. Burda birine sordum, yetkili birine, bu ğniversite birincileri nerde? Cevap olarak bana, CIA den saklıyoruz dedi. Bir de eğitim de ethik sorunu var. Buraya gelen akadamik bir kariyer için gelenler kopya çekiyor. Kendim Vorlesung (seminer) sınavında bizzat gördüm. Biri hatta sınavda cıkarken ben çok çalıştım ve o çalışmadan geçti diye hem istihza etti hem kendini methetti. Bunu da Prof.Dr. Reıchmut anlamış kağıtlardan. O da sormuş kopya mı çektiniz. Bu iki ilahiyat fakültesi mezunu, dini cemaatlerde ve devletin dini kuruluşlarında imamlık yapan bu zatlar, hayır biz kağıdı ezberledik dedi. O da bunları testetti. Başladılar bir ay boyunca metni hıfzetmeye. Biri başardı diğeri başaramadı. Bu konular da acımam ve müsahamam yoktur. Çalışmayan öğrenci benden hayatta geçemez. Bir şeyler öğrenmek lazım az yada çok. Kısacası bizim eğitmenler de büyük vazife ahlakı çok az. Bir şey okumazlar, geliştirmezler. Geçen bir arkadaşım geldi, burda imam. Bana diyorki ben dört yıldır kitap okumadım. Hem Türkiyeden maas hem burdan bir maas alıyorlar. bir de hanımınki etti üç. Sözüne devam edip Türkiye'ye dönüp MÜFTÜ OLACAKMIŞ. Yani yazıklar olsun. İster meslektaşım olsun, ister kominist ister cumhuriyetçi. Acımam bu adamlara. Eğer bir gün bir yere gelirsem, ben yapacağımı biliyorum. Bu dava için burda on yılımı verdim, bir on yılımı da veririm. Herkes kendini düşünüyor, bu insanlara bir şeyler verelim, bir bursla kız çocuğu akutalım. Yok. Dediğim gibi bu konu benim için çoook önemli. Ne diyeyim Alah'ından utansınlar, dertsizler, gamsızlar.
Eğitim ve öğretim hayatında sizlere başarılar dilerim.
Saygılarımla
CemalettinGÜRPINAR
Eğitim meselesi ülkemizde başlı başına tam bir sorun. Bizim ülkemizde bir iş sahibi olmak için okunur, fakat kendini yenilemek ve başkalarına faydalı olmak için okuma yapılaz, Söyleneck söz çok... İnşaalha yetişirde bir yerlere gelir sçz sabi olursunuz... Selam ve dua ile... Saygılar..
Sayfamı ziyaretinden dolayıda teşekkürler. Bu makelem bir dergi de yayınlandı Cumhurbaşkaınıaza gönderilmişti.
Öncelikle eğitimin ve öğretimin ayrı kavamlar olduğunu,1980 darbesiyle okullardan eğitimin kaldırldığını öğretiminde içinin boşaltıldığını hatırlayalım.nedenlerden biri dersanelere rant sağlamak.en önemlisi ise düşünüp araştırmayan bireylerden oluşan bir halk yaratmak.Eğitimli bireylerden oluşan toplumları denizaşırı ülkelerden yönetemezsiniz. saygılar.
CemalettinGÜRPINAR
selam hocam okumak biraz da insanın içinden gelecek ve ben il birincisiydim okumayı çok seviyodum ögrt okullarını kazandım ama OLMAZ dediler olmaz ve ömrümce hep cehaletlikten korkmuştum malesef cahil kaldım.birazcık param olursa güzel bir kitap alıp bagrıma basıyom tek dünyam kitaplarım okuyamadıgım vakit çıldırıyom ömrümün son demine geldim ama dünyama doydum fakat okuma sevdasına doyamadım ve yazamıyom artık aglıyorum işte okulların önünden geçemiyorum utanıyorum cehaletimden ve ölmek istiyom artık
CemalettinGÜRPINAR
Siz okullada birici iseniz, okul kaznmışsınız bu üstün başarından dolayı kutlarım. Okullarda okuyamadım okula gitmedim diye kendinizi kesinlikle cezalandırmayın. Hele hele cehaletimden dolayı ölmek istiyorum sözünü hiç söylemeyin. Çünkü siz cahil deği aydınsınız. Niye mi bak aydınların sitesi Edebiyat Defteri sitesinde yazı yazdınız ve de yazınız okunuyor ve beğeniliyor. Yzınızı okudum ve beğenmiştim. Siz başarılı birisiniz. Okumaya yazmaya gücün nispetinde devam et. MEB Açık öğretim okullarında okumatya devem edebilirsin. Okumaya doyulmaz, okumanın sonoda yoktur. OKU yaratanın Hz peygamberimize ve aracılığı ilede tüm insalara mesajıdır. Selam ve dua ile sağlıcakla kalın.
Başta eğitimciler olmak üzere herkese düşen görev, eğitimdeki başarısızlığın giderilmesi, modern, ileri, gelişmiş bir eğitim düzeyi oluşturmak ve bugünün çocuklarını geleceğe en güzel bir şekilde hazırlayabilmek için bütün gücüyle çalışmak, ümitsizliğe değil, ümide doğru koşmaktır.
Çok haklısınız.
çok güzel yazmışsınız.
Allahın doğrusunu dürüstçe söylemişsiniz.
saygılarımı iletiyorum güçlü kaleminize.
CemalettinGÜRPINAR
Çok sağolun
Sagılar sunarım.