MEHMET AKİF’İ İYİ TANIMAK VE ANLAMAK
Nice insanlar vardır; doğar yaşar ve ölürler. Bazıları da vardır ki doğar, yaşar, fakat ölmez, ebedi olarak yaşarlar. Onlar madden ölürler, ama insanların gönlünde sonsuza kadar taht kurarlar. Mehmet Akif Ersoy’un aramızdan ayrılışının 73.yıl dönümünde onu rahmetle minnetle yâd ediyoruz. M.Akif’i iyi anlamak ve söylemlerine kulak vermek, onun sevdasını onurlandıracak, gönüllerde daha da yaşatacaktır. Nice medeniyetler kurmuş yüce Türk Milletinin yakın ve uzak tarihi gönüllerde yaşayan birçok şahsiyetlerle doludur. İşte bunlardan biri, belki de en büyüklerinden biri, onu her zaman andığımız milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’dur. Hayatı bizim için örnek alınacak davranışlarla dolu olan bu büyük şahsiyeti, satırlara sığdırmak elbette mümkün değildir. Ancak hayatından kesitler ve söylemleri bize ışık olacak, ufkumuzu biraz daha genişletecektir. Birçok ülkeleri gezen, Doğuyu da, Batıyı da en iyi şekilde tanıyan Akif son derece doğru, isabetli tahliller yapmıştır. Bazı mısraları yanlış anlaşılarak Medeniyet düşmanı gibi sıfatlarla itham edilen Milli Şairimiz, kendilerine medeni diyenlerin hepsinden daha medenidir. “Doğrudan Kur’an dan alıp ilhamı / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı.” Mısraları bu görüşü doğrulamıyor mu? Akif’in sevmediği, nefret ettiği ve hayatı boyunca mücadele ettiği iki tip insan vardır. Bunlardan birincisi; milli ve manevi değerlerine tamamen sırt çevirip Avrupa’nın her türlü ahlaksızlığını baş tacı edenlerdir. Akif bunu eleştirirken: Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem / Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam / Hele hak namına haksızlığa asla tapamam Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum / Çekmeye gelmez fakat belki kopar boynum” diyordu. Sevmediği ikinci sınıf kişiler ise; İslam’ı hiç bilmedikleri halde, kendilerini çok dindar zannedip din ile bağdaşmayacak hareketler yapan ham sofu ya da yobaz olarak adlandırılanlardır. Akif bu kişilere de; “Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun; / Onun hesabına birçok hurafe uydurdun Sonun da bir de “tevekkül” sokuşturup araya,/ Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya.” “İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.” Mısralarıyla yeriyordu. Müslümanların dağınık, bölük pörçük ve perişan halleri, Batı karşısında geri kalışları Akif’i derinden yaralıyordu. Bu nedenle kurtuluş reçeteleri arıyor, Müslümanları başarıya ulaştıracak yollar bulmaya çalışıyordu. Sonunda da kurtuluşun; birlik ve beraberlikte olduğuna kanaat getirerek bunu şu mısralarla en veciz şekilde dile getiriyordu. “Girmedikçe bir millete tefrika, düşman giremez. / Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” “Tefrika”,yani “ayrılık”! İşte Müslümanları dün de bu günde perişan eden hastalık! Akif bilim için, teknik için Avrupa ya, Amerika’ya her yere gidilmesini savunmuş, onların ileri oldukları sahada örnek alınmalarını istemiştir. Avrupa gezilerinden birinde döndüğü günlerden arkadaşları neler gördüğünü sordukları zaman şu veciz sözü söylüyordu: “İşleri dinimiz gibi, işimiz dinleri gibi.” Başka söze ne gerek var. O, Müslüman Türk milletinde görmek istediği olumlu davranışları Avrupalıda görüp bu sözü söylüyordu. Akif milletini seven, özü sözü bir, son derece doğru bir insandır. Kurtuluş savaşında milli kuvvetlerin yanında yer almakla kalmamış, yazılarıyla konuşma vaaz ve hutbeleriyle halkı cephelere koşturmuş, milli mücadelenin görünmeyen kahramanlarından biri olmuştur. M.Akif, i sadece istiklal marşıyla tanımak değil, O’nun eserlerini, en azından “SAFAHAT” ı okumalıyız. Bu milletin Akif’ten alacağı daha birçok söz, fikir, aksiyon ve yönler var. Eser ve düşünceleriyle her zaman yeniden doğan bir fikir, sanat ve aksiyon ışığı olarak O’nu anmak, anlamak gerekecektir. Bu yüzden Akif’i bir kez daha rahmetle, hayırla yâd ediyoruz.
|
|
onunla ne kadar onur ve gurur duysakta azdır...
çok büyük bir zenginlik Ülkemiz ve Milletimiz için....
ruhu şad olsun....duamla....
|
|
Mehmet Akif in, İstiklal Marşı nı yazdığında sırtında paltosu yoktu. Sırtına palto alacak parası olmayan Akif, İstiklal Marşı için verilen ve o zaman Ankara da apartman, arsa alabilecek olan parayı şehit ailelerinin çalıştığı bir vakfa bağışlamıştır. Akif, böyle bir büyük şair, böyle büyük bir eğitimci değil, bir büyük erdem örneğidir. Mehmet Akif i okullarımızda ahlak eğitimi örneği olarak, bir erdem dersi olarak okutmalıyız.
*** Alıntı.. *** PALTO HİKAYESİ Yakın arkadaşlarından, Ankara Baytar Müdürü'nün anlattığı palto hikâyesine göre. Millî Mücâdele sırasında. Ankara Baytar Müdürlüğünde bulunmuş olan bir zât. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi konferans salonundaki bir konuşmasında şöyle demişti:
Mehmed Âkif'in giyecek bir paltosu yoktu. Tâceddin Dergâhi'ndan Büyük Millet Meclisi'ne kadar paltosuz olarak yaya giderdi. O zamanlar Ankara'nın soğuğu çok şiddetli idi. Ben daireme gelir, paltomu Mehmed Âkif'e gönderirdim. O da giyer Meclise giderdi, İstiklâl Marşı için verilen parayı geri vermesinden dolayı kendisine, Mehmed Âkif üzerinde bir palton yok, verilen parayı da almazsın, dedim. Bunun üzerine, bana darıldı, paltomu da kabul etmedi. O soğuklarda paltosuz olarak Büyük Millet Meclisine gitti, geldi.
Mehmed Akif'in buna benzer şahsına has daha birçok meziyetleri vardır. Dürüsttür, hattâ Harb-i Umûmî içinde kardeşinin evinde çayı şekerle içtiklerini görünce, milletin yemediğini siz nasıl yiyorsunuz, demiş ve bir müddet kardeşinin evine bile gitmemiştir. ***
Alıntı...
Tebriklerim güzel yazıya ...
|
|
Şu zamanda bu muhteva çerçeveli yazının güne gelmiş olması hakikaten mutlu etti şiir ve de insan yanımı. Keşke dedim biraz daha açmış olsaydık Âkif’i ya bu kadarı bile kafi. Bakınca adı yetiyor bana ki yeten olmuştur edebiyata zira.
İstiklal Marşı’ mızın kalemi olması da ayrı keza. Bazen daralırım, ülkenin, toplumun halini gördükçe dualarıma onun dizeleriyle başlarım mesela. Ne demişti ;
“Bu ezanlar ki şahâdetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli”
Var mıdır bundan güzel bir dilek, dua. Küçükken çocukluğunda haşarı bir çocukmuş ki ömrünün nasıl olduğuna baktığımızda başka bir tablo olmazdı farklısında . Ve eğitimine , zihniyetine baktığımda da evet insan evladı insan diyorum. Ciddi manada tanımak gerek ve de anlamak . İstiklal marşını ezbere aldırırlardı küçükken ve sırf not alayım diye ezberlemiştim ilkokuldayken çünkü ne olduğunu bilmiyorum ki öğretilmemişti de zaten ve ezbere tutup not aldıktan hemen ama hemen sonra unutuyordum. Ama şahsiyetini tanıyınca - ki edebiyat öğretmenime borçluyum bunu ona da teşekkürüm sonsuzdur sırf bunun için – hangi zihniyeti taşıdığına bakınca o marşı da diğer şiirlerinin de aynı şekilde ezberimde olması bana hazine gibi geliyordu artık. Safahat okuduğumda gözlerim nemlenir , bazı şiirlerine bakınca yüreğim titrer. Evet adam medeniyet demiş ama medeniyet nedir evvela bunun altını çizmiş. Hep şöyle bilinir; batı çağdaş ve de en medeni, uygar topluluklardan oluşur. Belki şimdisi için evet doğrudur ki bunun tek ama tek sebebi;
“doğunun tembelliği”.
Bilmediği değil ki ilmin doğuş yeridir zaten geriye sadece tembelliği kalıyor.
Ki tarihe bakın uygar anlam ve ifadesi ilk olarak bir Türk kavmi olan Uygur’lardan gelir. Bizim ecdadımız çalışmayı bilirdi sonraları bir yerlerde bir kopupluk olmuş ki artık nasıl olduysa en tembel ve de en geri toplum olarak kaldık. Zaten böyle kandır, saçtır, baştır deyip deyip yaşamaya devam edersek silinmemiz de pek olağan. Hani hep deriz peygamberimiz şimdiki halimizi görse ne düşünür ne der acaba diye ya Mehmet Akif milletinin halini görse ne der derim hep. Onun en çok da bir şiirine hayranım marşımızdan sonra ki bakınca şiirlerine , eserlerine , zihnine hafız olduğunu bilmek çok zor değil.
Âl-i İmrân suresinde ayet der ki ( Allah’ kelamı der ki ) ;
"...Bir kerre de azmettin mi, artık Allah(c.c.)'a dayan..."
Ve sonra da Âkif’in şu şiirine bakalım;
Azimden sonra tevekkül…
Hani evet gerçekleri okumak güzeldir ama yapmayın asrın bırakın asrın asırların hakikatinin diliyle konuşmak da bambaşka bir şeydir. İşte konuştuğu boş olmayan insan diye sadece böyle hareket edenlere derim ki böyle olmasıdır kanaatim. Çünkü aynı edep, terbiye rücû bulur o insan beyninde ve görünüşünde. Kuran okurken ki gördüklerimde de öyledir her ne kadar bir abdest ve de kılık kıyafet belirli olsa da , toplu olmamız gerektiğini bilsek de ayetleri okurken daha bir düzgünlenesim geliyor. Utanıyorum halimden ben nasıl, ben nasıl bir insanım diye hep de yergiye tutuyorum kendimi ki Akif'in de şiirlerinde kızıp da bağırdığı sanırım kendisi hem neden bir şey yapamadığı hem de neden böyle olduğu için. Çünkü öyle bir zihniyetle başkasına söz edesiniz gelmez önce kendinizi düz tutmaya çalışırsınız çünkü konuş konuş sende bir şey yoksa abi kim dinler ki seni. Kim bakar ki kayda alır gibi şahsen ben bakmam. Ki dikkat edersek münafıklık alameti de budur sözünle gözün tutmalı. Biri ayrı yerden diğeri ayrı yerden ise yazık ki kimse adamdan saymamalı. Hani ruhsat verilmiştir Allah tarafından ve ilk şehitlere bakılınca inkar et canın kurtulur o an için bile Allah kulunu düşünür ve sadece dilden eyvallah demesi hakkı vardır ama Sadullah'ta da bu yoktu eşinde de .Her söz yenir çiğnenir yutulur ama ALLAH kelamı asla ve katta buna getirilmez. Akif ne yüce yürek taşıyan bir kuldu ya dualar da onunla..
Mehmet Akif hem kendini hem de insanlığı bilen bir şairimiz ki aruzun babası deriz. Bugün burada anmak da fevkalade güzeldi “ geçmişimizi bilmezsek boşadır gelecek diye inlemek”..
Böyle insanların topraklarının kokusunda yaşamak varın siz düşünün nasıl bir cevheriyettir de nerdeee kıymet bilmek..
Söylenecek, konuşulacak o kadar şey var ki bu isme dair ama ne akıl kafi gelir ne de bilgi . Susmak mıdır çaresi bilmem ki..
Sayfa kalemine çok teşekkür ediyorum bu vesile ile anmış olduk. Rabb-i âlem böyle insanlardan olmayı nasibimiz kılsın..
Sevgiyle kalın efendim.
**Havin_** tarafından 12/28/2009 11:24:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
|
|
M.Akif'i doğru yönleriyle tanıtan, bu güzel yazıyı ve yazarını yürekten kutlarım. Tebrikler.
|
|
Mehmet Akif Ersoy'u anan ve anılmasına vesile olan yüreğe teşekkürler...
Ruhu şâd olsun.
Saygı ile
|
|
Her ne kadar "Rahmetle anılmak edediyyet budur amma/Sessiz yaşadım beni kim nereden bilecektir"dese de...Ölümünün 73.ylında bu dava adamını rahmetle anıyoruz.Ruhu şad olsun!! Yazınız kısa fakat çok anlamlı olmuş,kaleminize sağlık
|
|
Ruhu Şad Olsun. Sevgiyle, saygıyla rahmetle anıyoruz. Yüreğiniz kaleminiz var olsun. Saygılar
|
|
Allah kaleminize güç verisn...
saygıyla....
Ordunun Duası Yılmam ölümden, yaradan, askerim Orduma 'Gazi' dedi Peygamber'im Bir dileğim var ölürüm isterim Yurduma tek düşman ayak basmasın
Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber
Türk eriyiz silsilemiz kahraman Müslümanız Hakk'a tapan müslüman Putları Allah tanıyanlar, aman Mescidimin boynuna çan asmasın
Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber
Millet için etti mi ordum sefer Kükremiş arslan kesilir her nefer Döktüğü kandan göğe vursun zafer Toprağa bir damlası boşa akmasın
Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber
Ey ulu Peygamberimiz nerdesin Dinle minaremde öten gür sesin Gel! Bana yar ol ki cihan titresin Kimse dönüp süngüme yan bakmasın
Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber
Mehmet Akif Ersoy
|
|
Muhterem Yahya Bey, Aynı yazıyı yanlışlıkla iki defa "tık"lamışım. İkinci yazıyı sildim ve yerine bunları yazdım. Kusura bakmayınız.
Vehbi Okur tarafından 12/27/2009 11:21:20 AM zamanında düzenlenmiştir.
|
|
Muhterem Yahya Bey, Güzel yazınızı severek okudum. Mehmet Akif Ersoy gibi, Türk Milleti'nin çok kıymetli bir şairini hatırlamak, onun fikirlerinin hayatımıza rehber olması gerektiğini ifade etmek.. ve bütün bunları Edebiyat Defteri gibi mutena bir Site'de yazmak, Rahmetli'nin ruhunu bir kat daha şereflendirmiştir. Bu hayırlı zahmetiniz için Büyük Türk Milleti adına teşekkür ederim. Allah razı olun.
|
MEHMET AKİF’İ İYİ TANIMAK VE ANLAMAK başlıklı yazıya eleştiri yazabilmeniz için üye olmalısınız.
Üye değilseniz üye olmak için tıklayın.
|
|

Okuduğunuz yazı 28.12.2009 tarihinde
günün yazısı olarak seçilmiştir.
Bilgi
Yayınlanma Tarihi:
27.12.2009 10:34:18
9380 çoğul gösterim
8289 tekil gösterim
|