LEKE TUTAN ANILAR
Cevabını yeni aldığım bir soruya sorular eklemeye devam ederken, sen durup kendini yıldız misali işliyorsun anılarıma. Alıntı kelimelerle selamlıyorsun unuttuğun yediverenleri. Bastığın çimenlerin altında ezilen ömür, görmüyorsun…
Gömüyorsun tanımadığım bir şehri boydan boya. Asfalt kokusu çarpıyor burnuma, kim bilir ne zaman söndürdüğün izmaritlerinde bile kokumu arıyorsun. Ve ben aseton kutularının içerisine hapsediyorum çıkmayan kaderimi.
Unutmak için mi yaşanıyor, yaşamak için mi unutuyoruz dersin? Belki yanmaya değer bu cehennem, ama önce inandırmalıydın, gözlerinin yokluk nöbetimde ıslandıklarını. Bana beni söndürebilecek kadar tutku biriktirdiğini kanıtlamalıydın…
Böylece olası bir hikâye çıkardı ikimizin gözyaşlarından. ‘Ama önce’ler uzar giderdi ömür treninde…
Kimi düşünerek yazdığımı soruyorsun bana, kendinden çoktan vazgeçmiş bakışlarla. “Sana yazıyorum cevabını alsan, ne değişecek” diye soruyorum. Bilmiyorsun. “Çok şey” diyorsun. Benden seni köşe bucak hayatımın içine almamı bekliyorsun. Hay hay demiyorum, ama ağzımdan bay bay sözcüğü de çıkmıyor.
Şimdi kaldırıp attığın ve kanatıp tuz bastığın yaraya benziyor beni dilemen. Kapanır, ama izi kalır. Hayat öyle değil mi zaten? Unutmazsın acıtır, unutursun izi kalır…
Elif SEZGİN
YORUMLAR
Rüya bu ilk defa bi yazı bana bir yıl kendimi ifade edip bir yıl bir fiil yanıp tutuşup sonunda koşmaktan yorulup havlu attığım bir öykümü hatırlatıyor ve aklımda yeniden yankılanan sorularla boğuşuyorum şimdi...
Kanıt beklerken harcadığın küçük bir aldanışla beraber mutluluğa ramak kala kapatılan bir kapı olduysa hem sana ağlar kalemim hem yazıyı yazdığın garibe
İçinde müthiş cümleler de var, vasat cümlelerde. Vasatlar zamanla mükemmelleşir, biz müthiş olanlara bakalım.
"Kimi düşünerek yazdığımı soruyorsun bana, kendinden çoktan vazgeçmiş bakışlarla. “Sana yazıyorum cevabını alsan, ne değişecek” diye soruyorum. Bilmiyorsun"
"Hayat öyle değil mi zaten? Unutmazsın acıtır, unutursun izi kalır…"
Yazmayı elden bırakmayın, tebrikler...