- 575 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PKK, PYD, DAEŞ VE PÖRTLEK ABDİNİN UYUYAN HÜÇRELERİ
Türkiye ve Türk milleti fetönün türbülansına tekrar girdi. Rus büyükelçisinin menfur terör örgütü mensubu tarafından öldürülmesi yeni bir dalga, yeni bir fetö türbülansı olarak nitelenebilir. Zira bütün veriler onu gösteriyor. Neden derseniz? Rusya ve İran ile üçlü bir zirvenin arifesinde olması yeterli sebep olamaz mı? ABD VE AB bundan çok rahatsız değil mi? Evet. Evetse işte sana sebep. Bir menfur olayla hemen toplantı öncesi bu toplantıyı sabote etmek ve yaptırmamak bu kadar basit. Üçlü yakınlaşmayı bozmak ve tekrar arayı açmak dahası yok. İran demese de Rusya ve Türkiye tarafından bir kışkırtma diyerek birleşmesi ve fikir birliğine girmesi oyunlarını bozdu.
Zokayı yutmadı diyebiliriz. Aman dikkat zira fetö bir işe başlarken planın tutmayacağını geri tepebileceğini düşünmüştür. Zira bu bir bulanık hava oluşturmak ve arkasından esas yapmak istediğine odaklanmak olabilir. Dikkatli olmak lazım: Türkiye’den ve Rusya dan gelen açıklamalar çok dikkatli ve tek noktaya işaret ediyor. Türkiye, Rusya ilişkilerine zarar vermek. Bu noktadan baktığımızda kışkırtma olduğu belli değil mi. Kim istemiyor? Türk Rus yakınlaşmasını: ABD, NATO AB öyleyse olayın failleri belli. Ellerindeki taşören örgüt fetoyu kullanarak bu işi bozmaktı maksat. Ama olmadı. Tekrar diyorum bu millet zokayı yutmadı. 2015 in 24 Kasımında Rus uçağını düşürenlerde aynı güçler değil miydi? Sonradan ortaya çıkmamış mıydı? İşte sana fail. Koy nereye koyarsan. CIA emir verdi fetöcü pilotlar düşürdü. Bu olayda da aynı koku var. CIA emir verdi fötöcü polis elçiyi öldürdü. Bu olayı başka örgütler üzerine atmaya çalışsalar da gerçek ortaya erken çıktı. Zira olayın faili fetö okulunda okumuş, onların evlerinde kalmış ve abilik oyunu oynamış. Şimdide olayı el kaideye yıkmaya çalışıyor. Buna ne derler biliyor musunuz: Deve kuşu korktuğu vakit kafasını kuma gömer saklandığını zannedermiş. Hâlbuki poposu dışarıda ve açıkta.
Kafanızı ne kadar kuma gömseniz de poponuz dışarıda artık biliyoruz sizi. Bu pencereden bakınca suikastın amacının mevcut çatışma ortamındaki boyutun genişletilmeye çalışıldığını da görebiliyoruz. Batı oyunu artık açık oynuyor, gizli saklı yapmıyor, bu nedenle de hoyratça davranıyor, bu hoyratlığının sonunda da artık bir daha bir araya gelemeyeceklerini anladıkları Türkiye’den umudu tamamen kesmiş görünüyorlar. O halde Türkiye ile Rusya’yı aynı kefeye koyup, keskin bir kutuplaşmanın fitilini ateşliyorlar.
Alman yayın organı DW’nin Kayseri’deki hain terör saldırısından sonra Suriye’deki çatışmaların Türkiye’ye sıçradığına dair manşeti bir hayli manidardı.
Suriye’de bir çatışma ortamı var ve Türkiye ile Rusya, Batı’dan tamamen bağımsız bir şekilde bu kriz ortamında ateşi söndürmeye çalışıyor. Karşı taraf ise tam tersini yani Suriye’deki çatışmanın şiddetlenmesini hatta çevreye sıçramasını hedefliyor. Ve son bir detay. Büyükelçi saldırısının arkasında Almanya’nın olabileceğini iddiası var.
"Herkes Andrey Karlov’un o fotoğraf sergisine katılacağını biliyordu. Suikastın faili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zarar vermek isteyen, büyük ihtimalle de bu suikastın arkasında NATO gizli servisleri bulunabilir. Yaşanan suikast gerçek bir provokasyondur, meydan okumadır. Bu olay Türkiye ve Rusya’ya bir meydan okumadır. “Şu açık bir gerçek değil mi ne dersiniz: Dünya devletleri geriden seyrederken vekâlet almış örgütleriyle Rusya, İran ve Türkiye anlaşmasını ortadan kaldırmaya ve provoke etmeye çalışılıyorlar.
Siyonizm’in son yüzyılda yaptığı planı görebiliyoruz. Rusya’nın parçalanması İran’ın yeşil hilalinin kırılması(Bu Türkiye’nin de işine gelir.) Türkiye’nin çökertilip güdülebilir hale sokulması. Ortam çok gerildi. Almanya’nın parmağı olabilir denmesi, bu saldırıyı NATO planladı denmesi, doğu ile batıyı kesin olarak ayırdı ve birbirine karşı barut fıçısı haline getirdi. Türkiye olarak terörün yeni hedefini çözmeli ve onlardan önce davranıp bertaraf etmeliyiz. Bitmedi, bitmeyecek. Öyle ise bu terör hadiselerini iyi okumalıyız. Zira hedefleri bize çok şey anlatan bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız. Bu yüzden saldırılarda nasıl bir yol haritası uygulandığına dair ciddi okumalar yapmak, ona göre önlemler almak zorundayız. Bunu beceremezsek kaybederiz, çaresiz kalırız, bir süre sonra ne yapacağımızı şaşırırız. Buraya kadar CIA ve ABD Türkiye üzerinden PKK’yı güçlendirmek PYD nin alanını genişletmek ve FETÖ’ye daha işlerlik kazandırmak olduğunu biliyoruz. Bundan sonraki aşamalarda. Bölgeye, bölge ülkelerine dönüktür, bölgesel senaryoların çalışması yapılacaktır. İşte o zaman kızılca kıyamet koptu kopuyor diyebiliriz. Dikkat edilirse Hem içeriden hem dışarıdan saldırılar yapılmakta, hem Türkiye içine hem Türkiye’nin yakın çevresine yönelik çok ciddi bir istikrarsızlaştırma planı uygulanmaktadır. Terörün devam edeceğini biliyoruz. Bunlar terör saldırıları değil, güçler savaşı, meselenin terör olmaktan çıktığını, örgütler üzerinden hangi ülkenin hangi ülke ile savaştığını konuşma zamanı geldiğini gösteriyor. PKK, PYD, DAEŞ sizin işiniz bitti. Çok yakında kanlı bir paçavra gibi bir çöplüğe atılacaksınız. Her ülke gardını açıktan alıyor.
Artık terör dönemi bitti, devletler hesaplaşıyor. Yıllardır, “Yüz yıllık Hesaplaşma” dediğimiz o çok büyük mücadelenin en sert cephesini yaşıyoruz. PKK, PYD, FETÖ ve diğerlerine ihale dağıtanlar, bir tür dünya savaşının alt yapısını, psikolojik ortamını oluşturmaya çalışıyor.
Bu yüzden Türkiye ve söz konusu saldırılara maruz kalan her ülke, terör kavramı üzerinden konuşmayı, bırakmalı. Terör örgütlerine şok edici saldırılar yapılmalı. Bu konuda ciddi adımlar atılmalı. Bu adımları atarken bir sonraki adımlarda işin daha vahim daha ciddi olduğu görülecektir.
Öyleyse dar anlamda teröre karşı önlem almayı değil, Daha büyük tehditlere, o tehditlerin kaynağına yönelmeliyiz. ABD; AB; NATO ve paravan teröristler, Rusya, İran ve Türkiye üzerinde, bunların birleşme ve anlaşma noktalarını ortadan kaldırıp savaş durumuna geçmeleri için ali cambaz oyunu oynanıyorlar. Bu üç ülke ali cambaz oyununa gelmemelidir. Üçlü zirvede alınan barış kararları sıkı sıkıya uygulanmalı ve bölgeden ateş uzaklaştırılmalıdır. Yoksa Suriye meselesi üç ülkeye de çok ağır zararlar verecek belki de bölgeyi tanınmaz hale getirecektir.
Zira Örgütler değil, devletler değil, bölgeler ve küresel ölçekte senaryolar uygulanıyor. Yani doğu batı savaşı. Bu savaşın tam kırılma çizgisindeyiz. Bu yüzden olabildiğince ayakta durmaya, güç biriktirmeye çalışmalıyız. PKK, PYD, DAEŞ VE PÖRTLEK ABDİNİN UYUYAN HÜÇRELERİ bulunmalı ve uyanmadan ezilmelidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.