Erzurum Kitap Pazarı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Eski Erzurum’un hafızamda yer eden mekanlarından biri kitap pazarıydı. O zamanın(1970’ler) Doğu Sineması’nın yanındaki boş arsada kurulurdu. Zamanla bu yer sinemanın karşısına taşındı, faaliyetine orda devam etti.
Doğu Sineması ve yanında kurulan kitap pazarının yerinde şu an Yakutiye Meydanı bulunmakta. Burada tommiks, teksas, zagor türünden çizgi romanlar alınır, satılırdı. Özellikle hafta sonları ben ve abim buranın müdavimleriydik. Ben bu romanlardan en çok Zagor’u beğenirdim. Tam açılımı Zagor Tenay nam-ı değer Baltalı İlah. Zagor ve İspanyol arkadaşı Çiko’nun maceralarını zevkle, hararetle takip ederdim.
Genellikle 10-20 yaş grubunun devam ettiği bu mekanın en renkli kişisi Nusret Ağabey’di. Nusret Ağabey elleri ve ayaklarından sakattı. Kekeleyerek, zor anlaşılır bir tonda konuşurdu. Pazarın en yaşlılarındandı sanırım. En temiz (az eskimiş) kitapları o satardı. Ama kötü(!) bir huyu vardı. Pazarlığı sevmez, söylediği fiyatın altına inmezdi.
Yeni dünyayı yani Amerika’yı coşkun nehirleriyle, balta girmemiş sık ormanlarıyla, ahşap askeri kaleleriyle bu romanlardan tanıdık. Daha önce hiç duymadığımız küfürleri (hay bin kunduz, hay bizonun boynuzları vb) bu romanlardan öğrendik. Resim ile yazının bütünleşmesiyle oluşan bu macera dünyası 70’lerin çocuklarına yeni ufuklar açtı, güzel duygular yaşattı.
Kitap pazarında kitap alıp satarak hem harçlığımızı çıkarıyor hem de bol bol kitap okumuş oluyorduk. Kitap ticaretimiz okulların açılmasına yakın Kitapsarayı’nın önündeki kaldırımda devam ederdi. Burada da bitirdiğimiz sınıfın kitaplarını satar yeni başlayacağımız sınıfın ders kitaplarını alırdık.
Can Dündar 2006 yılında Milliyet gazetesinde “Teksas Elli Yaşında “ başlıklı bir yazı yayınlamıştı. Çizgi romanların Türkiye’de ilk defa 1955 yılında piyasaya sürüldüğünü yazıyordu. Bu satırların yazıldığı an itibariyle çizgi romanlar 58 yaşında olmuş oluyor.
Pazarda Türk çizgi romanları da olurdu. Bunlar Karaoğlan ve Tarkan’dı. Yaşı büyük çocuklar daha doğrusu gençler alırdı bu yerli macera romanlarını. Can Dündar da benimle aynı görüşte. Yukarda zikrettiğim köşe yazısında Dündar, “Teksas’tan Tarkan’a geçiş, aynı zamanda çocukça dayılanmalardan ergence sevdalanmalara geçişimizin müjdecisidir.” diye belirtmiş düşüncelerini.
Bu kitaplar faydalı mıydı, zararlı mıydı? Bu tartışılır elbet. İçeriğindeki şiddet ögesinin çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyebileceği düşünülebilir. Amerika’nın kültür emperyalizmi uygulaması olarak da görenler olabilir. Ama bu romanların çocuğa okuma alışkanlığı sağladığı da pekala söylenebilir.
Sonuçta şahsım için konuşursam tommiks- teksasın hayatımda olumsuz bir tesiri olduğunu söyleyemem. Tabii ki bu romanları okurken derslerimi de ihmal etmediğimi belirtmek isterim.
YORUMLAR
hey gidi günler
çocukluğumuzda zevkle okuduğumuz görsel açıdan zengin okumayı sevdiren kitaplar.
rabbim rahmet eylesin ünlü iş adamlarımızdan üniversitede de ders veren Üzeyir Garih'in bizzat kendisinden dinlemiştim onu nakletmek isterim belirttiğiniz diğer konuya ışık tutacaktır..:)
ünlü iş adamımız amerika seyahatinde uçakta yanına oturan kişiyle sohbet ediyorlar
sohbet sırasında üzeyir bey'in tc de iş adamı olduğunu öğrenince yabancı bey şirketlerinin ne kadar ölçekli olduğunu soruyor cevapladıktan sonra o da ona soruyor bayağı büyük bir miktar söyleyince Üzeyir Garih ne iş yaptığını soruyor yanındaki beye
o da çocuk filmleri yayınları yapan bir şirket olduklarını ve bütçelerinin amerika devletince de karşılandığını söylüyor yaptıkları iş karşılığında..
üzeyir bey devletin niçin bütçesini karşıladığını devlet için nasıl bir çalışma yaptıklarını soruyor..
bunun üzerine yanında oturan bey anlatmaya başlıyor...
"siz tomiks teksas zagor ..vs okunuz mu"
üzeyir bey okuduğunu söylüyor
bunun üzerine beyefendi devam ediyor
"okuduğunuz bu kitaplarda bir başkan bir de yardımcısı vardır..
daha önce amerika bu sistemde yönetilirdi bizde çocuk yayınlarında filmlerde bunu işlerdik topluma bu fikri aşılardık..
şimdilerde
hiymen..voltran.. vs bu çizgi filmleri bilir misin ..? bu çizgi filmlerde robotlar var robotların iiçinde her bölümde onu yöneten birisi bulunur.. kollarında başkası ayaklarında başkası başında bir başkası bulunur.. şimdi amerikan yönetim biçimi değişti artık ekip çalışmasına geçildi şimdilerde bunu topluma aşılmaya çalışıyoruz" diyor..
...:)
geçenlerde ilginç bir durum gözüme çarptı tam da suriye savaşının patlak verdiği günlerde
çok dikkatimi çekmişti sanaldaki reklamlarda birden artış oldu ve sanal oyunlarda ışıklar yanıp sönmeye başlıyordu her açıldığında sayfa ve bir yazı geçiyordu "haydi savaşa"
bu yazıları gördükçe üzeyir garih'ten dinlediğim bu anı çağrışım yapıyordu dünyayı savaşa sokmak istiyorlardı belli ki silah satmak istiyorlardı ve arkasında bilinen malum devlet ve destek verdiği şirketler vardı belli ki...:)
tebriklerim günün düşündüren yazısına hayata kattığınız cümle güzelliklere iyi ki varsınız değerli dost erhanbay..:)
sevgim saygım selamlarımla..
erhanbay
Erhan kardeşim, çocukluğumun o en değerli anları geldi gözümün önüne... Ahhh! o eski Erzurum diyesim geldi hep dilimin ucuna, ama demeyeceğim. Demeyeceğim ki günümüz Erzurum'u da o günlerin değerine teşne olacak anlardan taşısın zamanın sadağında...
Anlatım da, konu da mükemmeldi... Tebrik ediyorum kardeşim.
Konu Erzurum olunca tebrik de takdir de elbetteki teferruattır...
Sevgi ve muhabbetle kal...
erhanbay
Biz o zamanlar yatılı okulda bunları gizli okurduk çünkü bu tür kitaplar yasaktı, tabii "yasaklar çiğnenmek içindir" lafına uygun o kitapları birimiz alır tüm arkadaşlarımıza okuturduk. fakat kitap kimde yakalnırsa cezaı ona ait olacaktı şartı vardı. Faydasına gelirse elbette biz Kürt çocuklar için Türkçe öğrenmek için idealdi çünkü okulda Kürtçe konuşmak yasaktı!
Tarkan, Kara Murat özelikle Batal Gazi filmleri okul spor salununda izlerken aylarca o filmdeki replikleri ve kavgalarına özenip kavga ederdik. o yüzden bazen çok ileri giderdik bu kez haftada bir gelen filmlere gitmeme cezası alırdık!
Geçmişi anımsamıza vesile olan bu yazıyı okurken çok mutlu oldum, bu zaman tutanaklarında ders çıkarılacak çok şey vardır.
Kutluyorum günün seçkisini
selamlarımla
erhanbay
Erzurum 25 yılımın hırsızı, huzursuzluklarımın kabuk bağladığı şehir !!! Maalesef o şehir bana çok kötü şeyler hatırlatıyor..
Kitap sevginizden ve kaleminizden ötürü sizi kutlarım.
Sevgi ile kalın.
erhanbay
Nazlıgelin
Siz oralımısınız ?
erhanbay
Nazlıgelin
Sanırım aynı kuşağın çocuklarıyız. Öyle bir dönemdi ki o kız, erkek hepimiz bu çizgi romanları okuduk;seve seve hemde :) Üzerimizde olumsuz bir etkisi olmadı çünkü o dönemlerde ailelerin birbiri ile olan dünyasından başka dünyaları yoktu. Sağlam temeller üzerine kurulmuş bir çocukluktu bizimkisi ne mutlu bizlere ki. Hem şimdi ki çocukların bilgisayar oyunlarına bakınca o kadar masumdu ki o kahramanlar ;emperyalizm tarafını düşünen de yoktu, o yönünden veya bir başka yönden olumsuz etkilenen de. Ben o kadar çok severek okurdum ki hepsini şu anda bu yazıyı okumak bir yüreğimi inanılmaz ısıttı.. Çok güzel bir konuyu ele almış ve üslubunca anlatmışsınız sevgili dostum /Ellerinize, yüreğinize sağlık ..Gönülden kutlarım
erhanbay
Ders kitaplarnın içerisinde az okumadık Swing-Tom Braks-Mandrake-Kızılmaske-Teks ve bahsettiğiniz kitapları.
Kitapsarayı kaşeli kitaplar hala var kütüphanemde. Birbirne benzer kardeşler vardı orda . Zagor abimizin maceraları baltası ve kartal figürlü hiç çıkarmadığı giysisi bir başkaydı.
Okurken dadaş sinemasının önünde takıldım sanki.Köşedeki İş Bankasının duvarında oturdum.
Dertli " Gardaş neydiseeen?" diye seslendi.
Şeref Aksakal "çay içiysen gardaş" dedi yeniden.
"Vayyy..yar..n yiim" dedi coşkuyla Sebo arkadaşına.
" Gavatin oğliiii" diye bağırdı biri kalablıktan.
"Hani da olur da.." dedi bir amca Yılmaz emminin çay ocağında.
Fil damında çeşmeden su içtim.
"Ey camaat ellem gullem yoh..Erzürümsiporum maçi var " dedi Naim Hoca...
Havuzbaında dolanıp geldim.
Özledim ya Erzurum'u.
Selam ve muhabbetle.