- 746 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
VEDA (UMUTSUZLUĞU UMUT EDİNENLERE)
Hep böyle olurdu aslında. Biri susar diğeri duymadan konuşur, karşısındakini kendi içsavaşıyla başbaşa bırakırdı.Doldukça boşaltılan kadehler sohbeti ve içsavaşı körükler ihtilal çığlıkları atardı susanın içinde ,konuşanın dışında. Zaman önemini torbasına koyup ağır adımlarla uzaklaşırdı oradan. Onlarca susan ve savaşan insan tabii konuşma ve susma döngüsü iç içe
girmiş, anlamsız bir nöbetleşme eşliğinde herkes sırasını beklerdi. Üşüyen ruhunu ıstmak için
anlaşılma postunu sırtına alma çabasıydı içlerini saran. Anlamsızı anlamlandırmaktı çoğu zaman mesele.Yarı tanrı olduğuna inanan insanlar ölümlülerden yana dert yanıyorlardı, sonsuzluğun mühürlendiği dakikalarda. Herkes kendinden çıkmış geçmişin çayırnda amansız birer pehlivan olmuş, kim çıkarsa çıksın karşısına dayanma ihtimali kalmamıştı. Ne çoktu gecenin loşluğunda kendini kendinde yendiğini varsayıp mutlu olduğuna inananlar. Herküllerin birbirine karışan kararsızlıkları, sahibini yitiren seslere dönüşüp yıldızlara doğru kayboluyordu. Çözüyorlardı,
çözülmezliğin ipini, gözler doluyor ve yürekler kabarıyordu. İkilemeler bölümüydü yaşanan
aynı anda konuşup, aynı anda susuyorlardı.Ne kadar da belliydi birbirlerini dinledikleri.
Bakmayanları hayrete düşüren.
ALİ RIFAT ARKU
10 TEMMUZ 2012
00_30 İSTANBUL