morgum ben..
korkuyorum akdimi bozmaktan fettan bir dilber yüzünden
sırtımı gördüğünde küsmesin diye hayata sidretul müntehayı da bilir oysa akıllı kadın siddhartha’nın budha’ya benzerliğini de ritüel ihtiyacı mantıktan yoksun olur yani zaman çatıyor işte kendisine yabancı kalsın diye peşkeş çekip yüreğini bütün hüzünlere.. güzeller bana fettan bakıyor bozulsun diye bütün yeminlerim morg taklidi yapıyorum terlese de avucumdaki baharalar muhkem ayetlere saklanıyorum; kadim akitlere sürgülüyorum dilimi sessizliğe elbette tenimi de yabancı bir dudağa uzanmasın diye dudağım ayet ayet kanıyor secavend ile dilim.. hayat beni güzellikle tehdit ediyor çoğaltarak sancılarını kasıklarımın usulca çekiliyorum besmelesiz surenin pusatına yemin etmesini bilsem lilth’ten de söz ederdim elbette sırtın, terkisine oturmasa bakışlarımın.. örtüyorum çıplaklığımı şiirin örtüsüyle gülümsediğimi gördüğünde sokulmasın diye kimse ağzıma.. |
siddhartha’nın budha’ya benzerliğini de..."
sen tüm sırları ifşâ ediyorsun maa etmeee!
:)
ne demişti sezai..ellerinden belli olur bir kadın/adam.
ki yazıyorsa..piiiyyyy......cinai bir vak'a!
fermanımdır;kayıtlara geçsi;"şiir sancılı ve uzun süren bir intihar şeklidir."