AYASOFYA
Allı duvaklı fukara kız gibi ağlara
Yeşermek için bahar bekleyen Ayasofya. Bu madet neden ölüm sessizliği ile mahsun, Ki, makbere giden meyyit nisbetinde suskun. Hak ile yeksan edilir mi minareler Bu şeccaatli hale var vakıf emareler. Beş kuruşa iğrenç ayaklar çiğner zemini Donsuz dinsiz girer mi anlasa heybetini? Matemle virane haldeyken Fetih sembolü Sukute tebdil edilen hali lanet dolu. O yanık ulvi nidalar ki Sultanahmet’in İçin parçalar resul şefaatli mabedin. Allah-ü ekber nidası arşı çınlatırken Şu devasa eseri neki sükuta iten? O mabedi eleme gark edene sataşam Lanet edenelrin laneti sendedir paşam. Nede kanarmış, hemde muttasıl kanar yaram Salip galebe çalarken bu kadar olmaz ram Muttasıl lanetler yağarken üzerimize Hafazanallah musibet gelir cemimize. Mutat üzere ezan okunmalı doyasıya Kur’an, ezan oku, arş kürse dayanasıya Zira O’nun hafiflemez elim azabiyle Nasıl başa çıkarsın Fatih’in lanetiyle. Hilmi, bu makus hal dersek kaderde yazılı Vallahi hesap veremeyiz velhasılı. HİLMİ KISA 1996 İSTANBUL |