aşkın kendi doğası içinde aşka tabi her ne varsa içimizde güçlü olan mı kazanacak
ve biz sanki biz değilmişiz gibi içimizi dışa çekip ne hali varsa görülesi bir eda içinde seyredecek miyiz öylece
oooldu canımm yokk oldu olacak çekirdek de çıtlayalım bizi izleyen bir pencere kenarında..biz bize çitleyelim çıt çıt hayır,,çit çit amaaan neyse işte
sen diyorum aynı geminin güvertesinde akvaryumdaki süs balıklarına yem atar gibi köpek balıklarını beslerken ellerinle dedim ki yapma etme onlar köpek balıkları dişleri var elini versen kol isterler hem kemirirler teknemizi
derken,
tekne su almaya başladı baktım, bir diş izi kapamaya çalışırken ellerinden geleni ardına koymadan aynı ellerin yemlemeye devam ediyordu ’’süs balıklarını’’
ve
bir deliği kapadık çok şükür demeye kalmadan büyük beyaz balinalar türedi köpek balıkları etrafında
korktuk ilkin hadi dedim onlarda süs balığı yemle güzelim dediğimde dalga geçme dedin demedin tamam dediğini duyar gibiydim
meğer hayra alametmiş beyazlar siyahları ham yapmış masal da burda bitmişş
oh be
bir ara hiç bitmeyecek sandım
,,
şimdi gelelim bu hikayeden çıkaracağımız derse yoo masaldı bu ee masallardan ders çıkarılmayacağına göre
ders dedim de aklıma geldi
şu ’’ders’’ başlığını sevmiyorum
haberin ola..
ne o..taleben miyim senin
eğer öyleyse nerede benim karnem
yoksa sen
karneyle mi vereceksin kalbinden kalbime vereceklerini
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
akvaryum şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
akvaryum şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Takıntınız mı var? çekirdek olsun da tazecik olsun, bi de kavrulmuş tabi. Beyaz çekirdek daha lezzetli gibi. Tercih meselesi, siyah da çıtlanabilir,
yok, özür.. çitlenebilir yani.
çatlayabilir mi ki?
neden olmasın, içi çıkıyor bazen, kendiliğinden. Sığmıyor ki kıyafeti, patlıyor. Kabuğundan çatlıyor.
Sinemada sanki gerilim, korku, ne ararsan var, öyle bir izledim ki, komedi de var. Süs balıklarını yemlerken ablam, ansızın köpeğin biri geldi, havlayıp durdu denizin içinde.
pardon.. köpeğin balığıydı o.
oldu canımmm. dedim, köpek, balık doğurmuş.
olamaz mı?
siz yazınca oluyor da, ben yazınca nasıl olmaz.
paranoyak nöbetlerim başladı, film burada bitsin. dedim,
Japon balığı bilirim de japon çekirdeği filan çıtlamadım. Japon balığı da dişimin kovuğunu doldurmuyor. Geyşalar da pek hamarat ama, onlar yenmez ki. Ben Yunan çekirdeği çitleyim, alınacak öcümüz var tarihten kalma. İngiliz çekirdeği de çitlemek isterdim de, o da ingilizler gibi boylu posluysa, -ki ben mesela 8-0 lık hezimetten biliyorum, herifler sanki gökdelen gibi. Çin çekirdeği olmasın amai, elimizde kalıyor çin malları.
yahu bu konuya nerden de girdik.
bir çekirdeğin yaptığına bakın. hayır yani, dişimin arasına girdi mi çıkmak nedir bilmiyor. Balık yerken de kılçığı dişimi kanatmıştı.
yok, özür.. çitlenebilir yani.
çatlayabilir mi ki?
neden olmasın, içi çıkıyor bazen, kendiliğinden. Sığmıyor ki kıyafeti, patlıyor. Kabuğundan çatlıyor.
Sinemada sanki gerilim, korku, ne ararsan var, öyle bir izledim ki, komedi de var. Süs balıklarını yemlerken ablam, ansızın köpeğin biri geldi, havlayıp durdu denizin içinde.
pardon.. köpeğin balığıydı o.
oldu canımmm. dedim, köpek, balık doğurmuş.
olamaz mı?
siz yazınca oluyor da, ben yazınca nasıl olmaz.
paranoyak nöbetlerim başladı,
film burada bitsin.
dedim,
bitirdim.
:)
nasıl ama senaryo?