sonra
sonra uzaklara dalıp susmak
sımsıcak ellerinden ne kalmış geriye ne kalmış ki dünlerden ve yarınsız karşılıksız pusatsız gençliğim geçiyor gözlerimin önünden sonra bulutlar ve sakin gökyüzünde kanat çırpan kuşlar göğsümde dinmeyen bir yangın içimde mahşer oysa usul usul yağmur yağsın isterdim hasretine taş duvarlara meram anlatmak sonra bir şeyler daha geçiyor sırılsıklam kırılarak içimden gurbetin akşamına yaslamışım bütün olasılıkları ki dünlerin hesabıdır artık yaşadığım her ne varsa kalleş gölgelere inat yokluğuyum artık zamanın içimi yakan sevdam ve bütün umutsuzluğumla sancısıyım bu kahrolası hayatın belki de vaktin değerini anladım sensiz vaktin değersizliğini sonra bu iki mana arasında manasız bir hayatta hiç kaldım bakışların susuyor artık ölmüş bir yüreğe ... |