Birine
Papatya kokularını...
Kırlarda koşan bir oğlak mutluluğunu... Ve yağmur kokan toprak... Ufak bir meltemle savurmalıyım saçlarını... Yanlışların kopardığı menekşe acılarını unutmalı... Yalnızca bir söğüt gölgesinde hamakta sallanır gibi... Gözlerini kapattığında serçe cıvıltısı duyurmalıyım ona... Bana baktığında kuş tüyü bir kalem ve kese kağıdı renginde, şiirlerle dolu sayfalar gelmeli aklına. Sakallarımı severken bitmiş bir masalın huzuruyla ışıl ışıl bakmalı gözlerime. Yanaklarına doldurduğu tebessümleri, ufak buselerimle içmeliyim. Soğuk kış gününde televizyon karşısında kahvesini yudumlarken onu ısıtan battaniyesi olmalıyım. Ve bana bakıp öyle şeyler söylemeli ki! O baktıktan sonra kör, o konuştuktan sonra sağır olmayı dilemeliyim. -Hakiyazar |