ŞEYTANIN ORKESTRASI
Bir adam var burada
Düşleri gül ormanı Acısı tatlısına karışmış Genci yaşlısına Dudağı bal harmanı Eriyip akıyor Taşıyor petek petek Herkese var Kendine yok dermanı... Susuyor Kocamış bir bilge edasıyla Aynaya bakmadan görüyor Alnındaki çizgileri Sazını asmış duvara Tele vurmadan seslendiriyor Duyulmamış ezgileri Yürek uçurumunda yankılanan Sibernetik çağın milenyum fermanı... Şef yerini aldı Orkestra selama durdu Baş* (!) parmağını dikti yere Yer benim ! dedi, ’Let’s go ! ’ .. Dünyalıların ölüm emri okundu ’ Yer yarıldı, gök çatladı ’ ** Yetmiş iki ulusun ödü patladı Şefin yüzünde bir tencere yoğurt Şerefsiz kendini böyle akladı... Dinle Beyaz Adam Dünyayı kutup kutup Ateş çemberinde tutup Şeytana ip atlattın (B)oku (b)oka (k)atıp Üstüne bir çöp diktin Sonra da karşısına geçip Seyrine baktın Çöpüne bayrak takıp BOP diye sattın Ses kesilince dünyadan Kendini tanrı mı yaptın? Konuş şeytankeleği *** Patlatırım şimdi Dalındaki dümbeleği Bir sıkımda öğrenirsin Tanrıyı şeytanı meleği Sarı Benizli’ler geliyor Kızılderili’ler diriliyor Siyahlar geriliyor Akın akın Havadan denizden karadan Kaytan bıyıklar buruluyor Yeterin varsa yetsin ! dedi yaradan... Huşu içinde bir rüzgar Silip süpürüyor ortalığı Yağmursuz bulutların arasında Amansız şimşekler çakıyor Bir kıyamet kasırgası -Hayır hayır ! - ... ... ... Çok geç artık yalvarmayın Ezelden beri arenasında dünyanın Kaim ve kadimdir Şeytanın orkestrası... Şaban Aktaş 01.10.2007 Yayınlanmıştır/ Berfin Bahar/Şubat 2008 (*)Antik Roma açıkhava tiyatrolarında savaş esirleri arasından seçilen gladyotörler arasında, arenada kıyasıya dövüşler sergilenirdi. Biri diğerini yere serdiğinde son öldürücü darbeyi vurmadan evvel şeref locasında oturan imparatora döner, şayet imparator baş parmağını göğü gösterecek şekilde havaya dik tutarsa ’Bağışla,yaşasın ! ’, aşağıya toprağa doğru ters tutarsa ’ Öldür ! ’ demekti.Ters işaret verildiği anda zavallı esir ya kılıç ya mızrak darbeleriyle kanlar içinde öldürülürdü.Bu durumda sergilenen vahşet ile savaşlarda ölen askerlerinin ruhlarının huzura kavuşacaklarına inanılırdı.. (**) Ömer Seyfettin’in Yüz Akı adlı öyküsünden.Öykünün okunması şiirden çıkaracağınız temayı güçlendirecektir. (***) Şeytankeleği:Akdeniz Bölgesi bitki toplulıuğu içinde yetişen bu bitkinin zehirli meyveleri küçük kelektir,zehirli olup suyundan buruna damlatıldığı takdirde sinüsleri derhal boşaltır;ancak oranın seyreltik örneğin bir fincan suya iki üç damla gibi kullanılması; aksi halde zehirleme özelliği olan bir bitkidir.Meyveler yazın sıcak günlerinde iyice olgunlaşınca dalından kopardığınız anda elinizde patlar suyu etrafa saçılır.Daha sonra kendiliğinden patlayarak (infilak) tohumlarını çok uzak köşelere fırlatır. Bu şeytan keleğinin neslini sürdürme savaşının doğal yapılandırılmasıdır... |
kutlarım yürekten sizi
sevgi ve hürmetle