Aşağıda 1,500,000'dan fazla şiir başlıkları arasından "Hikayeler" terimini içeren şiirler listelenmektedir. Hikayeler ile ilgili şiirler "kayıt tarihine" göre listelenmektedir.
Şiirlerin "Hikayeler" ile ilgili alakalı olup olmadıkları sistem tarafından otomatik belirlenip içinde aradığından konu dışı bazı şiirler listelenebilir.
Hikayeler ile ilgili "
304
" şiir aşağıdadır.
Çemen Hatun’un bu feryadından sonra gök ayrıldı, yer sarsıldı. Türkmenis’tan ın, Karakum ve Sarıkamış deltalarında çökmeler meydan geldi ve Amuderya (Ceyhun) nehrinin Sarıkamış deltasından HAZAR gölüne inen kolu kurudu. Çemen’in Mergen Alp’ın toprağa verilmesinden, YUĞ töreninden sonra Amuderya’nın Hazar’a inen koluna gittiği, orada ağıtlarına devam ettiği, daha sonrada bir daha da görülmediği anlatılır. Türkmenistan’ın ve Amuderya nehrinin o eski güzelliği kalmadı. Derler ki çölden gelen rüzgarları dinlerseniz, Çemen’in ağıtlarını duyabilirsiniz. “”NURGELDİ ARBATOV’UN ANLATIMI - AKİF KARATEPE’NİN ÇEVİRİSİ olan TÜRKMENİSTANIN JEOMORFOLOJİSİ adlı kitapta Türkmenistanın Karakum ve Sarıkamış çukurundan da söz edilmektedir. Sarıkamış çukurundaki çökmelerden sonra (Amuderya), Ceyhun nehrinin Hazar’a gelen kolu kurumuş, Kaynağı azalan Hazar’ın 8.000 hektarlık alanı bu gün kurumuş durumdadır”” (SON)
Sahar, söylediği ağıdın ardından, elinin tersi ile göz yaşlarını sildi, derin bir nefes aldı, belinden çıkardığı hançerini, kendi kalbine saplayarak, intihar etti. Bunu gören babasının askerleri atlarına binerek, orasını terk ederek kaçtılar. Kıvanç Bey’in görevlendirdiği 10 güçlü alp, Mergen’in nerede tutulduğunu öğrenmişlerdi. Ani bir baskınla Mergen Alp’i kurtarmayı planlıyorlardı. Gizlice çiflik çevresini kuşattılar. Hiçbir hareket yoktu. Kapıya yaklaştıklarında, kapının da açık olduğunu gördüler . Koşarak binaya yaklaştıklarında Mergen Alp’in cansız bedeni ile karşılaştılar. Sırtında 2 ok, vücudunda kılıç yaraları vardı. Onu bir beze sararak, bir at arabasına yerleştirdiler. Sonra da Yomut obasına doğru harekete geçtiler. Alpler yetişememişti. Bu yüzden başları eğik girdiler obaya. Haber çabuk yayıldı ve Çemen’e kadar ulaştı. Çemen Mergen’in öldüğünü duyunca, meydana, cenazenin başına nasıl geldiğini bilmiyordu.
İranlılar, kalenin basılıp, yerle bir edildiğini, esirlerin kurtarıldığını öğrenmişlerdi. Bu konu askerler arasında Mergen’in götürüldüğü yer de de anlatılıyordu. Sahar gelip askerlere talimat veriyordu. Şimdi alpler bizim peşimizdedir. Burasını öğrenmeleri an meselesi. Onun için daha içlere bir yerlere gitmemiz gerekiyor. Yarım saat içinde hazırlıkları tamamlayın. Gideceğiz diye bağırıyordu. Bunu MERGEN Alp’te duymuştu. Artık bu durumdan kurtulmam lazım diyordu. Planını yapmıştı. Dışarı çıktığında saldırıya geçecek, ya ölecek, yada kurtlacaktı. Bir süre sonra gelip onu aldılar ve dışarıya çıkardılar. Şöyle çevresine baktı en fazla 15 kişi vardı. Tam sırası diyerek Yanındaki askeri yakaladı, elinden kılıcını aldı, geleni indirmeye başladı. Bir ara güçlü biri çıktı karşısına onu biraz zorlarken, sırtı dönük olduğu için, askerlerden biri sırtından okla vurdu.
Sefer hazırlıkları tamamlandı. Kıvanç Beyin otağında toplanan 5 binin üzerinde ki alp, hazırdı. Mergen ve bazı alp hatunları da onunla birlikteydi. Katılan beylere, alplare bir konuşma yapan Kıvanç Bey, “Beylerim, Alplerim, sizler ne savaşlar gördünüz. Ne zorluklar yaşadınız. Düşman mertçe dövüşmüyor. Kahpece saldırıyor. Onlara bu kahpeliğin hesabını öyle bir soralım ki, ömürleri boyunca, topraklarımızdan uzak dursunlar. Allah doğrularla beraberdir. Gazanız mübarek olsun” dedi ve harekete geçtiler. İran topraklarına girdiklerinde onları bazı alpler karşıladı. Esirleri nerede tuttuklarını öğrendik, bizim kendilerine saldırabileceğimizi düşünmüyorlar. Sabaha karşı tan ağarınca kalelerini başlarına yıkalım””.dediler O gece orada konakladıktan sonra, sabaha yakın harekete geçtiler. Oklarla kulelerde ki tüm gözcüler indirildi. Gizlice surlara çıkıldı. Bir kısım alp de, Kapıyı açmak için içeri girip kapıya geldiler.
Kıvanç Bey haberi alır almaz, çevrede ne kadar boy varsa tüm beyleri Otağına, “TOY” a çağırdı. İki gün sonra yapılan toplantıda Kıvanç Bey “ Artık Bir olduğumuzu, güçlü olduğumuzu cümle aleme göstermek için, güçlerimizi birleştirmek zorundayız. Bunu damadım onların elinde esir olduğu için değil bu topraklarda ki geleceğimizi kurtarmak için yapmak zorundayız” dedi Söz alan diğer beylerin tamamı da Kıcanç Bey’e katıldıklarını, hemen hazırlıklara başlanıp, çok sayıda Alplerle, İranlılar üzerine sefer yapıp, bunun hesabını sormamız gerektiğini söylediler. Bir taraftan hazırlıklar tüm hızıyla sürerken ÇEMEN ve diğer Alplerin eşleri de, biz de geleceğiz dediler. Ne yaptıysa Kıvanç Bey onları fikirlerinden vaz geçiremedi. Bu arada Esir olan Mergen’e İranlı Komutan, Nemvar’ın kızı Sahar ona kafayı takmıştı. Mergeni kendi hizmetine vermesini istedi. Komutan NEMVAR, kızı ne isterse yapardı. “Peki alabilirsin” dedi. Ama Mergen esirliği kendine yakıştıramıyordu. Diğer yandan da Çemen’i, Tuana’yı ve Mengü’yü düşünüyor, “nasıl kurtulurum” un hesaplarını yapıyordu. Bir ağıt gelmişti diline, şöyle diyordu..
Günler gelip geçerken Yomut obası ve çevresinde, Düşman da boş durmuyordu. Zaman zaman obalara baskınlar düzenleniyordu. Çevre obalar Kıvanç bey önderliğinde toplandı. Kıvançbey “Beyler, bu saldırıları, obalardan uzaklarda karşılamamız gerekir. Nehir boylarına, belli geçitlere gözcüler yerleştireceğiz. Her zaman uyanık ve hazır olmak zorundayız. Unutmayalım ki, su uyur düşman uyumaz”. Dedi ve herkesin üzerine düşeni yapmasını istedi. Gerekli tedbirlerin alınmasından sonra, düşman obalara 10 yıl boyunca saldıramadı. Her şey çok güzel gidiyordu. Çocuklarda artık büyüyüp serpilmeye başlamıştı. Tuana 13 yaşında, Mengü’de 10 yaşına basmıştı. Yıllarca başarılı olamayan İranlı’lar, bu kez çok güçlü bir ordu ile nehir boyunca saldırıya geçti. Sayıları çok fazla olduğundan, karşısında kimse direnemiyordu. Ne olduysa düşman aniden geri çekildi. Bu durumu değerlendirmek isteyen Mergen alp ve beraberindekiler, Onları kovalamaya başladı. Düşmanında isteği buydu. Onları içlerine doğru tuzağa çekerek, istediklerini elde ettiler. Etrafı sarılan Mergen ve arkadaşları, teslim olmak istemiyordu ve düşmana çok büyük kayıplar verdirdiler. Okçular saldırıya geçince teslim olmaları istendi. Mergen alp ve arkadaşları esir düşmüştü.